Bir resmimiz olsun isterdim seninle
Yasaklara oynuyoruz mümkün değil
Gel
Ellerimizin resmini çektirelim biz de
Koyalım en güzel köşeye evimizde
Herkesin gözleri önünde
Dün bu saatlerde ikimiz
Biraz hüzün biraz tat
Birbirine dokundu ellerimiz.
De ki hep sevdalı
De ki hep âşık
Suya çeken atlar gibi
Sana çekilir yüreğim
Dolarsın gözlerim seni bakar dünyaya
Aşk çizilir o sonsuz akma durulur
Her şey yaşama döner her şey aşk olur.
Ben bir beyaz kuşum anne
Kokun gelir uzaklardan
Dayanırım beter değil
Benim gün görmez yaramdan.
Ben bir beyaz kuşum anne
Gün döndü
Brindarım*
Yüreğim yetim veli
Aşk dedim irkildiniz.
Hangi güze kurutsam yüzümü
O siyaset erbapları ağaları bu ilmin
Yama gibi altlarında dolanır baş koltuklar
Sanırsın çift dikişli soyunmaz libas
Üstlerinde bir kene, ne yapsan kaldırılmaz.
Sakın ha dokunmayın yoksa kırılır bu fanus
Bakıyorsa bir çocuğun ölüsü gözlerine
Tanrılarda yalan söyler şeker tadında.
Çünkü önünde ki o eşsiz ölü
Bir saflık damlasıdır doğaya dair
Öyle masum bir güzellik taşır ki
Bizim oralarda üvey anne insafında büyüyen öksüz çocukların durumunu ve üvey anne zalimliğini anlatmak için, acı yüklü gözlerini kastedilen öksüz çocuklardan ayırmadan…
“Kızdırılmış şişin ucunda verilen ekmekle bu günlere geldiler” derdi büyüklerimiz.
Bu günlerde ve on yıllardır yaşadıklarımıza baktığımızda bu tümce “Kürt Sorunu” diye adlandırılan sorunla çok iyi örtüşüyor.
Aslında “Kürt sorunu” denilen olaya içtenlikle bakıldığında, durumun bir insanlık sorunu olduğunu görmüş oluruz.
Tutuşmuş mendili denizin
Oynak köpüklü sularda mest
Bahtsız kızın kulesi
Yüreğimi çekiyor incir sepetinde yılan
Kapanmak kapılar ardına kırk kilidin
O aşka, aşkla boğulan
Bel bağlama Pir Sultan acı bizden yürekli
Alev topu kor kuyusu yüreğim, sesim yok
Tükürmek saklı kalsın
Darılın artık bize ülkemin çocukları
Yarın size bırakacak gülüm yok.
ŞİİRE GÖTÜREN SÜRECİN ALT DOKUSU
Suna Aras
Şiir nedir? Neden yazılır? Nasıl yazılır? Nedir şiiri yazdırtan o ‘ilham’ denilen şey?
Cin midir? Peri midir? ‘Vahi’ midir? Bu Allahın belası şey nasıl bir duygudur?
Nasıl bir iç tepisidir?
Onun fısıldadıkları mı yazılanlar?