Şükrullah Yavuzer Şiirleri - Şair Şükrul ...

Şükrullah Yavuzer


İlçemize beş adet yeni lojman yapılmıştı. Toprak evimizden ayrılmış, dönemin şartlarına göre modern sayılacak bu lojmanlardan birine taşınmıştık. Her Lojman iki katlıydı ve dört daireden oluşuyordu. Lojmanda PTT Müdürü, Cumhuriyet savcısı, okul müdürü, veznedar, öğretmenler gibi kamuda çalışanlar ikamet ediyorlardı. Lojmanın önünden aşağı doğru giden uzunca bir yol, yolun karşı tarafında büyük bahçeli meteoroloji binası ve üç katlı hantal bir yapıdan oluşan gümrük müdürlüğü binası vardı.

Gümrük binasının önünde çürümeye terkedilmiş çok şirin bir minibüs vardı. Minibüste kaçak malzemeler yakalanmış bu yüzden gümrük müdürlüğünün bahçesinde çürümeye terkedilmişti. O minibüsle ilgili çok güzel hayallerim vardı. Hayalimde Bir turist gibi o minibüse biner diyar diyar gezerdim. Aklım hiç almıyordu, böyle güzel bir araç neden bir devlet kurumuna tahsis edilmiyordu da çürümeye terk ediliyordu. Mesela yatılı okulun böyle bir araca çok ihtiyacı varken neden oraya verilmiyordu? Keza aynı şekilde yakalanan kaçak mazotlar da yolların kenarına dökülüyor hem mazot ziyan ediliyor hem de çevreye zarar veriliyordu. Sonuçta kanunlar, yönetmelikler insanların faydasına değil miydi?

Öğretmenimiz bize bir araştırma ödevi vermişti. Bu ödevin diğer ödevlerden farkı ödevin dört kişilik bir öğrenci grubuyla yapılması şartıydı. Yani dört öğrenci bir araya gelip, grup halinde bu araştırmayı yapacak ve sınıfta sunum yapacaklardı. Ben dört kişilik grubun başkanı seçilmiştim. Hem başkan olmam hem de araştırma yapabileceğimiz bir kitaplığımızın olması sebebiyle ödev bizim evde yapılacaktı. Arkadaşlarımızla buluşma saatini kararlaştırıp bizim evimizin önünde biraraya geldik. Ancak ne hikmetse o gün evimiz tıka basa misafir doluydu. Evde çalışma imkânımız yoktu. Aklıma bir fikir geldi. Koşarak gümrük müdürlüğüne doğru gittim. Kapıda Işıl isminde bir kız çocuğu vardı. Bu gümrük müdürünün kızıydı. Babasıyla görüşmek istediğimi, beni babasına götürmesini istedim. Tam merdivenlerden çıkıyorduk ki babasıyla karşılaştık. Durumu kendisine anlattım. “Müsaadeniz olursa ödevimizi kapıdaki minibüsün içinde yapmak istediğimizi” söyledim. O’da müsaade etti. Rüyalarımı ve hayallerimi süsleyen minibüsün içinde ödevimizi yapmış ve ertesi gün sınıfta çok güzel bir sunum yapmıştık…

Devamını Oku
Şükrullah Yavuzer

Hewce nake dirêj bikim,
serê çîrokê jî tu yî,
Binê çîrokê jî...
Gava tu çuyî;
Stêrk yek yek dirijin,
Ji ber esimana.

Devamını Oku
Şükrullah Yavuzer

Gecenin koynunda
Bir mecruh,
Ay cerrah, bulutlar tül,
Sarar yaralarını;
kanadı kırık kuşun...
Dolaştım tek başıma şehrin sokaklarını,

Devamını Oku
Şükrullah Yavuzer

Süslenme ey yar
Güldüğün kadar güzelsin
Paylaştığın kadar zengin
Ağladığın kadar insansın
Gönlün kadar engin
Kendini bildiğin kadar bilgesin

Devamını Oku
Şükrullah Yavuzer

Yarım kalmış bir hikaye
Ve üç parçaya ayrılmış
Bir yürek
Seni ben anladım
Bir tek...
Uyuyorsun şimdi

Devamını Oku
Şükrullah Yavuzer

Aylardan kasım
Benden Uzaklardasın
Üşüyor ellerim
Gözlerini düşünüyorum
Isınıyor yüreğim
Sen hep böyle

Devamını Oku
Şükrullah Yavuzer

Soğukta tir tir titrerken
Sımsıcak gülümseyen çocuk
Gözlerinden öpüyorum diyerek
Yanaklarından öpmem.
Gözlerinden öperim senin...

Devamını Oku
Şükrullah Yavuzer

Gözlerin diyorum ne gözlermiş
Bir bakışıyla deli eden
Gözler gözler ah o gözlerin
Bir bakışıyla deli eden gözlerin

Dillerin diyorum ne dillermiş

Devamını Oku
Şükrullah Yavuzer

İklim değiştiren
Esintiler var sesinde.

Bir çöl sıcağında
Yüreğimi serinleten sözlerin,
Kıyılarıma vuruyor.

Devamını Oku
Şükrullah Yavuzer



Gün bitti
Aynada gölgen
Fincanda dudak izin
Tarakta saç telin kaldı

Devamını Oku