kızıl kanı şerbet niyetine içerim sanma ki senden vazgeçerim
sen davet et yeter ki gönül mabedinden aşk dergahına
benliğimi asar da gelirim gül goncasındaki tomurcuk misali
son nefesimi sende veririm al beni sevdam al ki sende dirileyim
sahra çölünden geçerken gönlüm aşkla sustu
Tutuşmak gerekir yanarken sevgiliye
Öyle bir tutku ateşi bile dize getirmeli
Yiğidin gönlünde hasret kor alevine döner
Lakin kül görünmez yara bilinmez hep içerde
Yarınlar bekler bizi biz umut ederiz aşk ile
Hiç ateş yaktığına şahit olmaz mı
Gel seyre dursun aşk gel adın aşk
Yolum çizilmiş hasretinle meçhul
Gel seyre dursun aşk gel adın aşk
Güzelliğini seyre dalsam ey gönlüm
Ateş yandı bize yanmak düştü
gel seyreyle gönül ne oldu
hayat vurmadan hayal vurdu
göz pınarları yare aktı durdu
Vakit o vakit ki aşk bizi buldu
Ölüm gel bul beni
Gel bir aşk vakti şehadet ile
Gel yaşamak adına düş ile
Gel vedalaşmadan aşk ile
Gel sadakat ile sar beni
Ey gönül aç kapılarını ben geldim
toprak olurum gönül yurdunda
eğer istersen hüznün dikeni
gül gülistan olsun diye yurdun
Yüreğimden hüzün damlası damlar
Her acıda bir ömür eskittim
Her eskiyen ömürde bin can verdim
Eskimek yeni çağda eski bir aşkla
Her yeni bir sayfada yazılan sevda
Beni eskiten sadece kendi acılarım değil
Güle yazılmış sevdanın hüzün denizinde boğulmaktayım
İlkbahara hasret sonbaharda yaprak döktük
Aşk ile semada sevgiliye yar diye döndük
Kazılan mezara duygu seli gibi kendimizi gömdük
Zindan evinde sürgün öylece son nefeste öldük
Yüreğim kafeste aşkın benliğimin her zerresinde
belki gelirsin belki beni görürsün
bilemezsin seni nasıl özlemişim
yana yana küllenmişim
aşkınla dirilmişim yar
yüreğimde kara sancı
beklemişim seni öyle
Bir yürekti sevda denizinde
Adını yazmıştı sevdanın kıyılarına
Yakmıştı aşk meşalesini gül kokusunda
Gönül şelalesinde bulmuştu gül sevdasını
Gül sevdası ayaz gecelerde içini ısıtan muamma




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!