-Kabullenmiştim artık "bir baltaya sap olamayacağımı"-
Kartallar daha yüksekten uçuyor,
Çiçekler zamansız soluyordu gönül bahçemde.
Çayın eski tadı kalmamıştı, dost meclisinde
Kehanetler tersine işliyor, zaman geriye akıyor,
"Tencere yuvarlanıp kapağını bulamadan,"
Münferit benden, sıkılmış aynalar patlıyordu.
Ruhumun beni uyandırdığı o anda
Bir nokta belirdi matlada
Uzun süren bir yadsımanın ardından
Cana kavuşmuş taze bir soluma
Döne döne bir sezgi kâğıdı düştü alın yazımdan
Mâsivâya sabitliydi
Tutamadığım zamandan
Soyutu anlatmamı istedi;
Soyut mevhumları kullanmadan
Yedi somut taş aldım elime
Düşündüm...
Sezgi kâğıdı, seslendi:
"Ne çok düşündün hakkını ver artık düşünmenin"
Mavileri, heybeme koydum
Kırmızılara, sırtımı döndüm
Sezgi kâğıdı yine seslendi:
"Ayrışıklığın olduğu yerde bütünlük bulunur mu?"
Sezdim ve anladım..!
-İlim sahibi bildiklerini bilmeyenlere paylaşmalıydı.-
Döktüm heybemdeki tüm taşları
Kırmızıları, mavileri harmanladım
Parçayla parça
Bütünle bütün
Işık hızıyla yayılıp evrenin uyum ilkelerine
Platonik bir morla yola koyuldum.
Kayıt Tarihi : 28.11.2025 19:30:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Süper empatlar anladı.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!