Küçük sularda büyük fırtınalar koparan
Boz bulanıklardan aşağı kızılırmağın
Eğri bir dalı da belki ismi konmadık kuşların yuvasıydı
Hozan bestelerde bir türlü perdesini bulamayan ağız mızıkalarınca ıslığımız
Kozaları dökülmeden evvel sılasına değirmi bağlara
Islığımıza alışıp gelen kırlangıç gibi yzın, yabanın
Bakışlarını boynuma vebal diye sırlanıp
Saklı bir gökkuşağı penceresinden eleden aşkı sana çağıran
Kulaklarına eğilmiş iklim rüzgarlarıysa çağırıldığın ıslıkta sseyran olduğun
İğnesinde tığ oynatan bir kaneviçenin gülbaharısındır
Kocaman dağları sise dumana veren işitilmemiş çığlıkları kanan sessizlikle
Evsiz barksız gecelere dalan ay gibi, yarı kaçak
Davul denginesiz
Zurna zümbül dingil
Sokak düşkünlüğünden huy kapan
Çakal alemci
Kuzgun üleşci
Aylak-çaylak kurak sessizliğinde sahra
Etme bulursun beni
Yaralı yanımsın
Hasretime cerrah bütün uğrayışları betere varan
Günışığı kaçağı
Etme her dokunduğun sızılı bıçaklar ağzı
Dilinde harap rüzgarlar bir bahardan bir bahara
Benim akibetim..
Haktan sorulur
Bilirim ki, ne eyledi ne ettiyse
Gayrı vebali kendi devleti üstünedir kalbimin
Benim sebebim aşktan sorulur aşktan..
Kitabında ne yazıyorsa gayrı sevincin ve hüznün
Suratının alt yatay hipotonizinde
Acılarıyla temellenen
Hint keneviri çiğneyicileri gibi üçgenik
Yokluk sancılarını afyonkeş şusuşlarıyla bastıran
Acıların çocuğu olmaktan bir arabesk..
Ki adı Hikmet Nazım olsun ister..ister İlhan Atilla
Soğuk kılıflarından çil çil sökülen uyanmışlıklarla gün söylenip
Çığdan çıngılardan yüzünü kendine dönüverince deli bahar
Beyazlığını kar perdelerinden duvaklanmış afişlerle seyre çıkıyor;
Sevgiliyle buluşup görüşmelere güneylenip vaktizamanda deli bahar
Dışarda yağmur,
İçerde har,
Şubat vardiyesinde can sızısı mesailerine yilecekse gün
Bembeyaz olmuş buzdan camlara saplanmamalıdır vaktimahall
Kaybolacaksa da uykusuna uyuduğu sevdalı düşlere gezgin olup divane
Adını insan bilmeli zaziyetihal
Sevgiyle bağlanıp baharlanan müpteladan
Yazda güzde eğlendiği
Ne sağım var benim nede solum
Tek başına,
Her ikisiyim
Düştüğüm de nasıl iki ellerimle birden tutunacak nesneler arıyorsa
Böyle hayatın en çıplak ve en luzumu kadar gerçeğine
Alnını yamaçlar gibi herbir yoklukta hayatı ışık ışığa süzerek
Şimsegin hızıyla kıpraşan final noktası
Göz göz hane, hane hane il-ülke
Yakalanan yasaklar eğer her kapıdan kovulmuşcasına,
korkutsaydı insanı
Son bulurdu bir sürü aşk
Yaşanmayıverirdi her haliyle,



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!