Bu donuk mecra ve bu ölgün soyka
Bütün tahminleri kendi soguklugunun altinda tutan
Ayaz duvarlara percinlenmis termometrelerce katiksizl zehir kara civa
Kendimde ne aradigimi bulunca sen bana söyle gibisine
Bilir bilmez yitik yetim öksüz ve kayip
Bütün bir hayati böllük pörcük söz öbekleriyle cevirip calkalayan gargaradan
En cok cocuktan alip götüren seydi
Viran bir bahceye dökülüp dolan yemisler calisi ve uzak kus sesleri
Bagi bostani olmayan yellerin yol yamacina düsüp agrilardan ahestelere
Sicili sökük künyesiz bir iklimin poyraz yöresini
Vardigi yerde coktan aksam olduydu ele düne karsi günün
Tutundugu ipin ucurtmasiz kalanindan sazli sözlü fisiltilarla
Cürümü sabit
Çıylığı çiyan
Parantesi taklamakla hızlandırılmış zamanakışı
ve cevricefası hınç birikimli ezim ezik köpürttürmeli bozgum
Pire gibi zıpır güpür
Pi sayısı gibi yuvarlağı bir türlü tastamam edemeyen dolaşım eksikliğiyle sabit
Sevdiklerinden degil haaaaaa…..!
Hayaline hayran kalip sevdiklerinden degil tam tersi zuluma ölüme sefile
Yataklik ve tetikcilik etsin diye bütün Bop kargasasindaki piyonlari ve ayrisan catisan gücleri
Araplari ermenileri yahut kürteri cok öyle sevdiklerinden degil
Ülkesini kiralandiklari yuro-amerikan siparislerine nyikim nöbetine yazarak
Karsiliinda ölüm zulum savas cinnet cinayet yokluk aclik karanlik kir ve kin..
Siz bir aynasiniz
Gözbebeginizden baktiginizda baskalar arasinda
Yumruk kadar kalbinizin alabildigi kadar güzel, cok ve sonsuz
Kime ne kadar yakin yerlesik veya uzak
Yürekliligin diledigi cesaretle yahut cimri
Yahut sizinle büyüyüp giden cocugu sürgüne koymadan
Vezneden cikar cikmaz
Alfabenin sonundan yveya kitabin ortasindan degil
Gözünü acip dünyayi nerde buldu gördüyse ordan
Okudugu duydugu tanidigi veya tanimadigi insanligi ve hayati anlamak icin
Usta cikakligin sanati ve askiyla
Bakarsin kalfasin, bakarsin gözü doymus gönlü kanmis
Here kapida mahlesine iz biraktigim vilayet muhacir
Sivasi solmus kilidi sökülmüs saksi ciceklerinin iklim yolundan
Tükenmez bir kalemin yürü gidek dedigi söze sohbete vurgun bayir yaban
En cok al mor mavidir belki
Leylak laciverti güllere gelincik semtim ugrasin selamim dokunsun diye
Gönül heybemde yakut zümrüt inci lerden ziyade öte beriler
Insan, dünyanin tanimadigi asri YABANCI ve en ZARARLI MADDESINE durmaksizin degisip dönüsen azginlik cilginlik sapkinlik delirginlik belirsizlik bilinmezlik cürümüslük yagma yikim talan tarumar ve imrendigine benzesme hizinda; kendisiyle sogulup uzaklasan bosluklara yigip koydugu kopuklugun kapanmaz mesafelerini yasamin yenilmisligi kadar büyük gelisim bozukluklarindan örtünüp örtbas olmaya kalkistigi ZÜGÜRTLÜK TECELLISI ve KAFA KIYAKLIGI kendi kendine sakinlesme avuntusudur ananar, babalar,simitciler, kanaryacilar, tornacilar, berberler, esnaflar, amigolar, dedeler, tosgalar, isciler,teehüratcilar, süpürgeciler, büfeciler, kurnacilar, terziciler, paspascilar, pompacilar, sevgililer kamyoncular, sütlascilar, yahut KADINLAR günü..
Tam da korkunc bir yozlasmayi KÜLTÜR diye zokalayip yalatip yedirip yutturtarak, en basta ve en co kadinlari avlayip avanaklayan en asagilik GELIN MUTFAKTA veya KAYNANA GELIN CEYIZLESME cöp zibil furya bagirti kapisma rezillikleriyl dolu kepazeligin daniskasini müthis derecelerden asilanip AFYONLASAN cark cevrim cenderesinin, taaaaa `Yaprak Dökümü ` siraya dizmelerinden baslayarak, sürekli ACI ve kesintisiz KAHIR vurgusunu sanciyip sizlayan ve ezdikce ezen ÜZÜNTÜ VERCICILIGINI yedirdikce delik desik olmadik ne ruhu ne bedeni kalmayan karsi konulmaz tedavilik hastalik sinirini coktan asmis BAGIMLILIGA agirlikli olarak kadin damarindan isleyip insan ve TOPLUM mayaladilar.
Hic susmayan salya sümük birbirine karismis uzun aglayislarin arka fonunda devamli ve uyusturucu mahiyetli isi kolay kilan keman, girnata, cümbüs, cello, kabak kemani, saz, elektro gitar, solo veya koro halli söz siir yahut heybetli ölüslerin cigliklarini baaar bar bagirttilar.Nitelikli ve süslü laf devre daim hirlasmasinin `elimdesin; ve burdan baska pirtip tüyüp kacacak hicbir kurtulusun yok` emin olan tutsakligi ne boyutta ve derinlikte hicbir tepkisizlige ve özgün hayat belirtisine birakmayacak sekilde kafesleyip cogalttiklari toplumsal enkaza yagmanin, dümenin, talanin, sömürünün, acinin, kuskunun, korkunun, güvensizligin, sevgisizligin ,cirkefligin, kepazeligin, hirsin, entrikanin, sehvetin, siddetin, acimasizligin, endisenin, kayginin, bencilligin, yalnizligin, kimsesizligin kalici hale getiren her türlü algisini ve alskanligini oralardan akip insan ruhuna bosalan saplantilari ve sabitlenmisliklari kundaklayip kafeslediler.
Git gide alip sürükleyen yillarla` Kurtlar Vadisi`, `Muhtesem Yüzyil`, `Cukur`, `Carpisma`..diye diye `nasil olsa elimdesin` bitmis tükenmisligii en cok YUVA kavramina esitlendigi varsayimiyla kadinlar üzerinden sizip saldirip sünenler, ugratiklari tahrip ve tecavüzleri müthis örseleme sarsma silkeleme bayma ve ACIYARAK BENZESME özenti hayranlik ve imrentilerini her hane halkina alabildigine kolay; olabilecegince etkin; ve olabildigince kendindenmis gibi dayayip dösediler.
Kanal KANAL, damar damar, lime lime, hinca hinc…devrilip dökülen hezimeti tamamen tümden ve topyekün kökünü kaziyip perim perisan edecek olanlarla dilsiz sohbetsiz yalniz yorgun yilgin karisik bulanik celiskili tükenmis yenilmis kendi olmayan yabancilasmalara kul ve köle; her hal caresini kendi disinda olup bitenlerden uman ve beklesen derin bir cukuru, en cok KADIN egilim ve zaafiyetinden ötrüp örgütlestirildi. Uzuuun agitlarla salya sümük baktigi yere hicbir özgün iradesi akli fikri düsüncesi mantigi dengesi cekingesi itirazi tepkisi uyanikligi sorgulamasi olmaksizin sürüklenip giderek bayilip uyustuguyla en cok KADIN; en cok da damarini dimagini zaafiyetini egilimini kendilerinden taniyan bilen KADINLARCA bütün sosyolojik siyasi veya sosyal danismanligini yine kadinlarin yapip kurgulayip canaklayarak cerceveledigi sunumlarla boyandi badanalandi evsiz barksizlik programlanmis rezillikler soytariliklar eglencelikler diziler kafeslikler ve özentiler servis edildi. Cok aglayip hic mi hic gülmeyen kosullamalarin agalar ascilar beyler yalakalar usaklar fuhuslar furyalar ihtiraslar cemkirmeler tehditler dalkavuklar lanetler vurmalar ve vurduguyla kendini kanun devlet trafik toprak bina insan yiginagina hükümdar olan eskiyalasmalar silsilesinin hep birarada sürekli kabul gören VILLA-ZÜMRE kapisina hayran kalma saplanmis sivanmisligi böylece toplumunun ORTAK ÖZENTISI ve dolasimina karman karisik edildi.
Hep hüngür zongur zangur aglayan ve neredeyse hic gülmeyen asik –düsük suratliligin bir acayip ilgi cekici öznesi ve her fiyakasi yerinde yüklenicisi olmak icin TOPLUM; en zayif halkasiyla YUVA`ya özgü ve EV cagrisimli KADINI cevreleyip kusatan saldirgan sizintilardan bütün AILE`yi her bir bireyi ile delik desik eden bozuluslara koparip ayirip parcalayarak talan tarumar etti. Bu yoksunlugun bütün yikici ve öldürücü tahrip kaliplarini özümseyen sevgisizlikle, vakitsizlikle, kaypak kacamaklarla, asla görmezden gelmekle, paylasimsizlikla, kendini pozlayan dayatmalarla, hic konusup danismayan kopuklukla, icten ice kendi kabuguna cekilip derinlesmis ilgisiz iletisimsizliklerle, odalarla dosyalar ve esyalarla birbirini duvarlasip sinirlayan bencilikle, hic umrunda itibarinda özünde huzurunda olmayan ruhsuz duyarsiz bedensizlikle, önüne konulan yapilmis ve yazilmis cok tüketimliligi harcanip tikanan doyumsuzlukla, acimasizlikla, tikinarak saglikli kalmayi ummakla, her ne pahasina olursa olsun imrendiginin kendisi olmak icin tüm eder deger ve birikimlerini ailesi cevresi ülkesi dünyasi nezdinden sahip oldugu tüm insanligini ve kisiligini kamcilayip kiskirtan catismalarin kodladigi gibi devirip döküp yikim malzemesi olarak mevzilenen, mevzulanan, giyinen, kusanan veya soyunan arac gerece en cok KADINI kendine özellestirerek devsirilip dönüstürüldü insan.
Mavi muşamba bezinden
Çal çabut giymiş demirci amele
İkiyüz otuzaltıncı katını çıkacaklarmış İstanbulun
Belli ki orda yanmaktan sönecek çırası da hani
Suratsız insanlar yapmaktan dikiş nakış modalık odalık modelliğin
Ve kentleri birbirine benzeyen tek tip çok kat yırtık pırtık
Anahtarı kimdeyse ondan yana dönen hayat çarkı
Çoğu zalım
Çoğu zulum
Çoğu topluca tüfekli eli gardiyan,
Çoğu ve bir çoğu aklı fikriyatı çapullu zeban
Onların kancalı ellerinde sıkışıp kalmış şu hayat ki nasıl..!




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!