Sabırla yamadığım yaralarımdan daha iyileşmeden
Hayat beni alıp hiç ummadığım yerlerden söküyor.
Mecburiyetin müebbetinden kurtulmak istedikçe
Mezara konulur gibi daha da derinlere düştüm.
Zemini çürük başlangıcın işçisi olduğumdan beri, üstüm, başım gözyaşı.
Bıçak kemiğe dayandı;
Şiir beliriyor gözlerimde
Güneşin elbisesini ıslatan
Kirpiklerimin paçaları göle dönüyor
Dünya nasılsa dönmüyor
Ne sevgimde ne hüznümde
Sığamıyorum kainata
Dikkat edin!
Sizi ne mutlu ediyorsa ona dönüşürsünüz...
Dünya gözünde olanın
Ahirete yükü çok olur...
Sıra kapmacaya katılıp,
Her an salıncağa binebilirim.
Meyve ağacına çıkıp,
Çocukların yanaklarına uçabilirim.
Paranın yüzüne aşkla tükürüp
Özgürlüğün keyfini sürebilirim
Kanatlarımdan yana yana
Yere çakılıyorum
Bana biraz yağmur
Biraz da toprak gerek.
Kanatların ateşe değdiğinde
Ruhundan yanarak ölmek
Sen seversin
Toprak alır.
Sonra, gözlerini kapatıp
Her gün yanına gidersin
Toprağa girip.
Önce doya doya sarılır
Sana şiirden gökdelenler inşa ettim
Bulutları yüklenip sırtıma.
İçlerinden biri var ki,
İnciler dizdim balkonuna.
Çiçeklerini sulamayı unutma
Mısralarımda ki gözyaşlarımla.
Suçlar uçuyor havada.
Suçlar!
Her suç konacak dal arar.
Dallar kuşların.
Sonuna kadar açılan müziğin sesi ve tepinme,
Yan odadaki kanser hastasını inletiyor.
Çiçeği burnundaki canım
Benim dinmez bahar yangınım
Küllerimin içinde kalan
Şu gördüğüm yeşil gözlerim
Ateşin düştüğü yerdeyim




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!