Sıradan biri..
Zor oldu, ama bugün kendime itiraf ettim: Artık senden vazgeçiyorum. Kalbimde ne varsa, hepsini toparlayıp arkama bırakıyorum. Çünkü ne kadar sevdiysem, o kadar tükendim. Ne kadar beklediysem, o kadar kaybettim.
Seni sevmek, bir savaşı tek başına vermek gibiydi. Ama anladım ki, bu savaşı kazanmak mümkün değil. Ne sözlerim sana ulaşıyor, ne de hislerim seni sarıyor. Ben bu kadar çabalarken, sen hep sessizdin. Ve o sessizlik beni en çok yaralayan şey oldu.
Vazgeçmek kolay değil. Bir insan yüreğindeki hayalleri gömmeyi kolay kolay başaramaz. Ama ben seni severken, en çok kendimden vazgeçtim. Ve artık buna bir son vermek istiyorum. Seni düşünerek geçen her an, beni biraz daha eksiltti. Şimdi eksik kalmaya razıyım, yeter ki bu acı bitsin.
Artık yoruldum… Güçlü görünmekten, her şey yolundaymış gibi davranmaktan, içimde kopan fırtınaları kimse fark etmesin diye susmaktan. Herkese iyi gelmeye çalışırken kendime kötü geldim. Kimseye yük olmamak için sustum, ama kendi yükümde ezildim.
Yoruldum… Anlatmaktan değil, anlatınca bile anlaşılmamaktan. Hep “geçer” diyenlerden, ama geçmeyen hislerden. İnsan bazen ağlamak istemiyor sadece… Anlaşılmak istiyor. Bir “buradayım” desin biri yeter… Ama herkes kendi telaşında, kimse kimsenin sessizliğini duymuyor artık.
Ama olsun… Yorulmak pes etmek değildir. Sadece bazen durup derin bir nefes almak gerekir. Ve hatırlamak: Bu yorgunluk geçer, çünkü içimde hâlâ bir parça umut var.
Bazen birinin hayatında olursun ama gerçekten orada değilsindir. Adın geçer, yüzün tanıdıktır belki ama hislerin yok sayılır, sözlerin duyulmaz. İşte ben de öyle kaldım birilerinin dünyasında… Vardım ama yoktum. Gülümsediğimde “iyi” sandılar, sustuğumda “boş ver” dediler. Oysa içimden geçen onca şeyi bir kez olsun sorsalar, belki anlatacak gücüm olurdu. Ama zamanla insan, yok sayıldığı yerde sessizce silinmeyi öğreniyor. En kötüsü de, seni unutmalarına bile gerek kalmıyor… Çünkü hiç gerçekten hatırlamıyorlardı.
Babam hep sessiz bir adamdı. Çocukken onun sevgisini sadece davranışlarında arardım; elini omzuma koyduğunda, sobaya birkaç odun daha attığında, okula geç kalmayayım diye sessizce kapımı açıp ışığı yaktığında… Ama hiç “seni seviyorum” demezdi. O üç kelimeyi bir kere bile duymadım ondan. Belki de en çok bu eksikti içimde. Şimdi yıllar geçti, ben de büyüdüm, onun gibi az konuşan, duygularını içine atan birine dönüştüm. Babam artık yaşlı ve hâlâ sessiz. Bazen aynı sofrada oturuyoruz ama kelimeler havada asılı kalıyor. İki yabancı gibi… Ve ben onu her gün biraz daha kaybediyorum. Onun anlatmadığı acılarını, içine gömdüğü hayal kırıklıklarını yüzündeki çizgilerden okumaya çalışıyorum. Belki de babam da sevmeyi böyle öğrendi; susarak, koruyarak, kendi canını yakarak. Ama yine de içimde hep bir çocuk kaldı, onun bir gün bana sarılıp “gurur duyuyorum” demesini bekleyen. Bazı sevgiler sessizdir ama yoklukları çok gürültü çıkarır. Babamın sustukları büyüttü beni, ama o suskunlukta bir türlü çocukluğumu tamamlayamadım.
Fırtınalar her zaman yıkıcı değildir. Evet, eserken korkutur, savurur, hatta bazen kayıplar yaşatır. Ama sonra fark edersin ki, o fırtına aslında seni yüklerinden kurtarmış, yolunu temizlemiştir. Hayat da böyle değil midir? Bizi zorlayan anlar, aslında ilerlememiz için yol açar.
Bazı fırtınalar, seni yavaşlatan, önünü tıkayan her şeyi önünden süpürür. Bir süre her şey darmadağın gibi görünür, ama sonra anlarsın ki, o karmaşanın içinde yeni bir düzen vardır. Bazen kaybettiğini sandıkların, aslında seni özgürleştirmiştir.
O fırtına esmese belki de aynı yerde, aynı yüklerle debelenip duracaktın. Ama hayat seni zorladı, seni salladı, hatta yıktı. Ve şimdi o yıkıntılar arasında gördüğün şey, sadece gerçek ihtiyaçların, gerçek hedeflerin.
Beni insanlar değil…
Söylenmeyen sözler yordu.
Cevapsız kalan sorular…
“Bir şeyin yok gibi davran ama içten içe parçalan” baskısı…
İşte o sessizlikte kaybettim kendimi.
Beni unutanları ben de unuttum. Çünkü hayat, hep peşinden sürüklenmekle geçmez. Birilerinin gölgesinde, onların hatırlamasını bekleyerek yaşanmaz. Unutmak zor, evet, ama bazen unutmak iyileşmek demektir.
Onlar beni nasıl bir çırpıda unuttuysa, ben de öyle yapmaya karar verdim. Kalbimde tutmak için hiçbir çaba göstermeyenlere, artık içimde yer açmıyorum. Çünkü hatıralar, kıymet bilmeyenler için bir yükten başka bir şey değil.
Beni unutanları ben de unuttum. Çünkü yokluklarıyla bana çok şey öğrettiler. Sevginin kıymetini, verilen emeğin değerini anlamayanlara hayatımda yer yok artık. Ben, hak etmeyenlere geçmişte verdiğim değerle yaşayamayacak kadar kıymetliyim.
Bir ismin yankısıyım artık, duvarlara çarpıp dağılan.
Geceye dökülen bir damla sessizliğim,
adını söylemeye cesaret edemeyen rüzgârın diliyim.
Hatıralar bir köşe başında pusuya yatmış,
karanlık sokaklar gibi içime doluyor.
Her yerde kendime ait bir köşe aradım, ama hiçbir yerde tam anlamıyla var olamadım. Kalabalıkların içinde yalnız kaldım, ait olduğumu sandığım yerlerde hep fazlalık gibi hissettim. Ne kadar denediysem de bir yere kök salamadım.
Bazen insan en çok kendi içinde kayboluyor. Dışarıdan güçlü görünüyorsun ama içindeki boşluk hiç dolmuyor. Konuşuyorsun ama kimse seni tam anlamıyla duymuyor. Anlatıyorsun ama kimse gerçekten anlamıyor. İşte o zaman, dünya ne kadar büyük olursa olsun, içinde küçücük bir yer bile bulamıyorsun kendine.
Ben yerimi bulamadım. Ne insanlarda, ne şehirlerde, ne de anılarda… Gitmek istedim ama nereye gideceğimi bilemedim. Kalmak istedim ama hiçbir yerde huzur bulamadım. Herkesin bir yeri vardı, ben hariç. Ve belki de en çok bu koydu.
Bir adam seni seviyorsa, bunu saklayamaz. Sözlerinden değil, gözlerinden anlarsın. Çünkü gerçek sevgi, dillerde değil, bakışlarda saklanır. Seni gördüğünde gözleri güler; çünkü varlığın, onun için bir mutluluk sebebidir.
Bir adam seni seviyorsa, bahanelere sığınmaz. Vakit yaratır, yanında olmanın yollarını arar. Çünkü sevgi, fedakârlık ister ve seven biri için bu bir yük değil, bir zevktir.
Bir adam seni seviyorsa, seni olduğun gibi kabul eder. Hatalarınla, zaaflarınla, tüm gerçeklerinle sever. Seni değiştirmeye çalışmaz; çünkü senin kendin olman, onun için zaten yeterlidir.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!