Gönül sazımın teline dokunmuşlar bir kez
Garip, inler yıllardır sessiz sessiz
Anlatamıyor da derdini kimseye
Gözyaşlarını görebilecek kimsesi yok…
Gelmeyeceğim köyüne
Hasköyüme
Kokun sinmiş duvarlarına
Arnavut kaldırımlarına
Yakıyor içimi, yoksun sen.
Anladım Babam seni dinliyorum
Anladım Babam sevmeyeceğim
Yar diye anamdan başka
Anladım Babam Öpmeyeceğim
Senin elinden başka
Son Kez sulayacağım toprağını
Yağmurun tanelerinde
Esen yelin serinliğinde
Uçan kuşun teleğinde
Seni görüyorum, seni
Akan gözyaşlarımda
Ben, bende değilim,
Beni, yad eller aldı
Halime bir bak,
Kuru canımdan başka, nem kaldı…
Aklım gurbette, gönlüm gurbette
Sanki ben sılada mıyım?
Bir çocuk ağlıyor, simit tezgâhının karşısında
Bir çocuk ağlıyor, kırık tahta merdivenlerin altında
Bir çocuk ağlıyor, uçup giden balonun arkasında
Bir çocuk ağlıyor, anasının mezarının başında…
Kırıp döktüğü hayatın ardından ağlayanlar;
Sen hiç ölümü gördün mü gülüm
Bir adım ötede
Bir daracık pencerede
Bir ayaz gecenin ılık seherinde
Sen hiç yudum yudum içtin mi ölümü gülüm
Deymesin elim elime
Karışmasın
Nefesin nefesime
Razıyım
Yeter ki sen ol, sen iste
Dizlerinin dibinde ölmeye…
Yağmurlu bir sonbahar gecesi
Saat gece yarısını çoktaan geçmiş
Issız, karanlık sokaktı bilmiyorum hangisi
Kimse görmeden, kimse duymadan
Ağlayarak gömdüm sokağın ortasına
Sevgilerimi, sevgililerimi...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!