Gece ve gündüz yıllarca verir dururlar emek,
Amaç Rabbimizin o kelamını ezberlemek.
Ahir zamanda varken o kadar çok çeldirici,
Hafızlığı tercih etmeniz çok sevindirici.
Ayrı kaldın; evden, anadan ve babadan,
Bir de vazgeçilmez tablet ve telefondan,
Cumartesi günleri çıkarsın yurdundan,
Zamanla gurbetliğe de alışır hafız.
Bir tarafta okul; diğer tarafta ezber,
Allah’ın koyduğu sınırı aşma!
Bilirsin helal dairesi geniş.
Gaflete dalıp harama bulaşma!
Sonun olur ateşe sürükleniş.
O’nun gibi helâllere koşalım,
Dağda, kırda, bayırda,
Meralarda, çayırda,
Kulluk her hâlükârda...
Kılmadan yapamayız,
Her daim huzurdayız.
Uyma zalim nefsine,
Durma, çalış dersine!
Git cennet bahçesine,
İyilik yap kendine!
Bak, örnek al evrene!
Mutluluğun için hazır reçete,
Daha gencim deyip düşme gaflete,
Anam babam feda olsun diyerek
Ne genç fidanlar koşuştu hicrete.
Bakar mısın, şu eşsiz muhabbete?
Hor görme kimseyi! Deme, onun dili, ülkesi farklı,
Düşün bakalım, sana da ona da kim verdi bu aklı?
Ne fark eder sence ha Suriye’li olmuş ha Irak’lı,
Irkçı eylem-söylemlerden insanlığa hicret edelim.
Zaman zaman Diyanetin fetva deryasına bakılır,
Rabbimiz katında ayların sayısı on iki,
Muharrem ayı sıralamada onların ilki.
Haram olarak bilinen dört aydan birisidir,
Bize düşen görev ona hürmet göstermesidir.
Kur’ân’da var, yirmi dokuz yerde
Anlamına gelince; sır, perde.
Her ne kadar yapılsa da tefsir,
Son olarak Allah bilir denir.
İdlib'te aklımız; gözümüz-kulağı mız,
Devam ediyor yürekten dualarımız,
Lime lime ediyor düşmanı ordularımız,
İlelebet dalgalansin şanlı bayrağımız,
Bizi ayakta tutan sağlam imanımız.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!