Gönlümde ne bir gül,
Ne tek bir sümbül kaldı;
Ne de bir zambak…
Benim için yağmur yağmayalı yarin çeşmi siyahından,
Gönlüm kurak mı kurak…
Akşam oldu yine...
Ve yine yavaş yavaş tutuluyor güneşim...
Akşam olunca
Ve aheste aheste kapanınca gözleri,
Girince göz kapakları yavaş yavaş araya;
Her gün,
Her an biraz daha eriyor;
Günbegün,
Anbean inceliyor umudum,
Koptu kopacak..!
Bekle, her an düşebilirim..!
Yokluğunda semadan, arzdan, denizden, yıldızdan,
Her şeyden resmini içti...
Susamadı gözlerim;
Yokluğunda bir gün,
Hatta bir an bile susamadı resmine;
Susamayacak..!
Seni sevdim...
Seni sevdim yıllar,
Onyıllar boyu;
Sadece seni...
Sevsem de onyıllar boyunca seni;
Seni ne aylık,
Ne yıllık,
Ne de ömürlük sevdim…
Seni ölümün nefesiyle sönmeyecek sevda ile,
Sonsuzluğun kapısından dönmeyecek aşkla sevdim…
Ümidim yok artık,
Dönmeyeceksin...
Yapışmış inadın ve gururun,
Sımsıkı yapışmış ayağına..!
Ümidim yok artık,
Gözlerinden dökülürken,
Şırıl şırıl boşalırken sözlerinden yüreğin;
Durmadan,
Hiç durmadan içiyorum yüreğini...
Lakin hiç durmadan içsem de yüreğini;
Susuyorum,
Omuz değil, yürek verdim yüreğinin kapısına;
Aylarca,
Yıllarca hep yürek verdim...
Yürek verince her daim, açıldı en sonunda;
Yıllar sonra da olsa açıldı en sonunda yüreğinin kapısı...
Muradıma erdim...
Bin değil,
Beş bin, on beş bin değil;
Ateşten, kıpkızıl közden basamak..!
Yüreklerde ne ayak kalır, ne parmak..!
Kolay sanma..!
Kolay değil, zor mu zor işte;
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!