Güneşin rengini iyi ezberle çocuk
Yaşlı gözlerimle nicedir bakmadım ona
Mutluluk kıyılarından iyi bak uzaklara
Her gölgeye de minik sırtını dayama.
Aşkın kadrini yüreğinde ara çocuk
Bir ömür öyküsünün kilometrelerini aştım seninle, ayaklarımda aşkın nasırı
Gözlerinin denizlerinde kürek çekiyorum varlığına, hazırla sevdanın hasırını
Seninle gönlüm şen, varlığınla doluyum, söndüremezsin ne yapsan yangınını
Masallarla, öykülerle doldurdun yüreğimi, kâinata kazıyacağım yüce aşkını
Hüzzam bir ömrün hüzün ihtilal’indeyim yar, yürüyorum uçurum boylarında
Unutulmuş rüyaların karelerine çağır bedenimi, musalladan önce al kollarına
Hangi ay güneşi alır koynuna,
Daha turunu tamamlamadan gece
Eski bir yıldız işkencesidir sarılış
Sıratın haylaz iplerinde biz sendeledikçe
Hangi düşün yumağı sabrımızdan kabadır
Eski bir hiyeroglifi gibi sus pus iken yürekte hece!
Ömrümün karanlık coğrafyasındaki aşktır adın, gövdemin çizgilerinde sürgündür aşk
Ruhumdaki bitimsiz masalların kahramanı kadın, gönlümün demirlerinde bağlı bir sal
Avuçlarımdaki yaşam çizgilerinde gizlidir varlığın, bir tek varlığınla anlam bulur masallar
Mutluluğa yol alan gemide yelkenimdir saçların, yalnız gelişinle çözülecek yasal sarılışlar
Uzak düşünüşlerin mor odalarında vakitler biriktirmiş bana bir kadın, sevdalı gözlerimdeki yerini arıyor. Adını unutmuş nicedir sevda, sarılmasız geçiyor ne yaptıksa yıllar. Umudun resmini yapıyor bir adam, çevresinde sevgiden donatılı boncuklar, ruhunda hüzzam ayrılıklar. Bekle diyor aşka anlar, kırık dökük anılar, zemheri zamanlar ve yorgun hazanlar. Her aşk özlemin dudağındaki o mağrur ıslaklıkmış, özlenen sevgili, beklenen yar, akıyor sarı denizlere sevdalı sular. Bekle diyor sevgili, er geç biter bu üşüyüş kışın ardı nasılsa bahar.
Yankısı yine kendine dönen sevda hesaplaşmalarında
İlençlerinin üzerini her mevsimde aşkla örterim ben
Sütüm ak, alnım paktır, kavgayı sokmam efendiliğime
Biriktirip büyütürüm aşkı, sövmem asla kimliksizlere.
Kırılası, yıkılası, görünmedik, bilinmedik yerlerde durası yüreğim. Parçalanmış tırnaklarımın sağrısında kor ateşler biriktirip, bu yerkürenin göbek taşında gerdan kırıp hiçbir sevdaya aman demeseydim. Kuşların kanatlarına vefa, yele titremeyen yıldızlar yükleyip şiir gecelerimde ayazlarda kalmayıp, üşümeseydim.
Parmaklarımda günlerdir karıncalar koşuşuyor
Eskimiş düşlerimin çıkrığını çekiyor bir kadın
Sevdanın atlıları geçiyor yürek coğrafyamdan
Eski bir değirmence kendini öğütüyor yüreğim
Ağır aksak adımlarım bir meçhule taşıyor gövdemi.
Düş... Sürekli yer değiştiren akrep ve yelkovanın dansı...
Hüzün... Savruk bir hayatın içindeki o kangrenli ağrı…
Aşk…Hicranlı yaşanmışlıkların dudağındaki yasak şarkı..
Çığlık... Kumdan sarayını yıkan bir anın düş sarsıntısı...
Yangın düşüne sarılıp yattığımız gün dönümlerinde bir yalnızlık dumanı dalar penceremizden içeri, yanaklarımızdaki kurumuş yaşları silmek için. İç çekişlerimizin perdelerine hicranın kokusu sinmiştir ve avuçlarımızdan siliniverir yaşamın kirli dövmeleri. Unutulmuş karelerde biz hicran tozları saklarız, inadına bir içlenişin sobelenmeleriyle o resimlerden sıcacık bir gülümseme, belki de bir sarılış bekleriz.
Bütün sorguların enleminden koparmıştım seni
İçimizdeki hoyrat sevilerin çarşafına tutunarak
Dudaklarımdaki istem ötesi hareket olmuştun
Ellerinin hoyrat kelepçelerinden sıyrılamadan
Duvardaki saatlerin zembereğine dolanmıştın
Tebriklerimle..10 ve listem..Ufkun YAREN
TEBRİKLER... sn Selahattin Yetgin... başarılar diler, saygılar sunarım. Esen kalınız.