Derler çalana ‘hırsız’,
Israr edene ‘arsız’,
Hak kaçırana ‘haksız’;
Çoğu gamsız tasasız!
Deme hırsıza hırsız,
Boynunu bükersin hüzünlenerek,
Yüzünü gizlersin sinirlenerek,
Hıçkırıklarını göstermeyerek
Ağlarsın derinden, garibim benim!
Sen de istemezdin böyle olmayı,
Arada bir yerde durup bakmalı,
‘Nerde yanlış yaptım? ’ diye sormalı.
Sütten çıkmış kaşık da bir gün erir,
Öze dönük sorgu sual güç verir.
Arada ne yerde, ne de gökteyiz;
Has dostum kalemim; sayar, severim
Her zaman söylerim; neşem, kederim
Onunla dertleşir; ağlar, gülerim
İlham geldiğinde yazar, çizerim.
Arada yorulur; ‘Az dinlen! ’ derim
Derler ki “Arayıp sormazsın bizi;
Artık sana şirin görünmez miyiz? ”
Derim ki “Elbet var bunun nedeni;
Her şey karşılıklı, hiç bilmez miyiz? ”
El eli yıkar ve ellerse yüzü;
Çalış, didin, uğraş; takdir bekleme;
Hastalansan bile sakın tekleme;
Saygıda hizmette hiç kusur etme;
Biz biliriz bizim işlerimizi...
İşçi, memur, esnaf, çiftçi, dul, yetim
Devleti yönetmek bilgi, maharet,
Tecrübe, dirayet, cesaret ister...
Yönetim, denetim kadro işidir;
Şahsını aşanla yürütmek ister...
Devleti yüceltmek millî, mânevî
Ah, sitem; vah, sitem!
Men kime sitem edem?
Ne bilem; ne diyem!
Kimseyle dövüşmiyem.
Hâl vardır ağlanan;
Küçük mutluluklarla yetinebiliyorsan,
Büyük arayışlara girmenin anlamı yok;
Kuvvetli dostlukları sürdürebiliyorsan,
Zayıf arkadaşlıklar aramana gerek yok...
Yetecek kadar maddî iyeliğin var ise,
Her şeyin bir ilki vardır,
Her sevgide ilgi vardır;
İlgi karşılık bulmazsa,
Sevginin de sonu vardır...
Her insanda bilgi vardır,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!