Köşeyi fuzuli işgal edersin;
Durumu anlatıp kaçmak istersin.
Kapalı mekânda soluk alamaz
Hâlini bilmeyen seni anlamaz.
Köşenin derdiyle yanar durursun;
Göçüp gideceğim günün birinde;
Bilirim hiç yerim yok yüreğinde!
Bu dünya sevgime göre hayli dar;
Üzülen sadece ben olayım, yâr!
Acılar, hüzünler arkadaşımdır;
Acı rüzgâr eser her sonbaharda;
Yağmur da çiseler güneş doğsa da.
Umudu, sararıp uçuşan yaprak
Çalar ve tüketir, menzili toprak!
Herkes kaderini yaşar ve göçer…
Yaz birkaç satır,
Atla daldan dala,
Geç ölçüyü uyağı,
Al sana yapıt, bayağı!
Çek birkaç resim,
Allah’ın rızasıyla, Allah için yazarım;
Amacım paylaşmaktır, kul hakkından korkarım;
Zaman, enerji harcar, düşünerek yazarım;
Okuyana helâldir, yorumuna bakarım...
Yorum varsa, okurum, derin saygı duyarım;
Yitirince değeri anlaşılır hep,
Her sonuca mutlaka vardır bir sebep;
Fazla kafa yormaya gerek var mı ki,
Yaşam sürüp gidiyor, ne oldu sanki...
İtişip didişmeye hiç hacet var mı?
Kurnaz ve sinsi yapınla,
Üstüne üstlük lafazanlığınla,
Yine dili katleden yok saymalarınla,
Ulu orta boy gösterirsin sözde yorumunla;
Dilerim şifa bulursun zira has zehrini saçtın!
Dost olmak için tanıyabilmek,
Tanımak için anlayabilmek,
Anlamak için dinlemek gerek...
Dost olmak için paylaşabilmek,
Paylaşmak için uzlaşabilmek,
Maharet, marifet tatlıda değil,
Acıda kendini güçlü kılmaktır;
Yüreği coşkuyla yoğurmak değil,
Acıyla kararak huzur bulmaktır.
Acısız yaşamak hiç mümkün değil,
Sarı sıcaklarla kavruldu yine,
Güneyin incisi güzel Adana’m!
Güneşte derece elliyi geçti,
Dünkü günde ıssız, sessiz Adana’m!
Denize, dağlara kaçan kaçana;
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!