İlkbahar, sonbahar yerini verdi;
Yaz kışa, kış yaza karışıverdi.
İklim koşulları insanı gerdi;
Kâh aygın, kâh baygın yerlere serdi.
Havadan nem kapan insanın derdi
Koyunun
Bulunmadığı yerde
Keçiye
Abdurrahman Çelebi
Derler. (Atasözü)
Karanlığı yeğleme, aydınlıkta gez biraz
Doğal hâlinle davran; bu ne cilve, bu ne naz!
Yitmeyen hüzünlerin depreşir hem kış, hem yaz
Arifsin, pek anlarsın; ne söz gerek, ne de saz.
Fazla heyecanlanma, sakin olsana biraz
Eskiden dört mevsim vardı;
İlkbahar, yaz, sonbahar, kış.
Birbirine karışmazdı;
Bu da bir başka tür bakış!
Karışmazdı baharlara
İki satır karala;
Bu da şiir, al sana!
Önce içe sinmeli,
Acele etmemeli...
Yarış değildir yazmak;
‘Bu bendendir, şu sendendir! ’ diye diye hep kaybettik,
Kazanmadan kaybederek dâvâmıza zarar verdik;
Anlayış ve hoşgörüyü zaman zaman esirgedik,
Katı kurallar uğruna birbirimize gücendik...
Değil mi ki Yaradan’dan ötürü yaratılanı
Gerçeklerden kaçmakla bir yere varamazsın,
Cesaretini topla ve gerçeği kovala;
Belki şimdi anlarsın, belki de anlamazsın,
Kafanı fazla yorma, gerçekten asla korkma...
Bilinmezden korkmakla bir yere varamazsın,
Soğuk akşamın hüznü doldu içime,
Karardı gönlüm, çaresiz kaldım yine…
Karıştı aklım, sitem ettim kendime;
Bilemiyorum, ne olur hâlim yine...
Keskin sirkenin zararıdır küpüne,
İnadına yapıyorsun, gücenenin hayli var;
İnan seni sana karşın sevenlerin bile var!
Ne bu kibir, bunca çalım, yoksa dünya pek mi dar?
Gururlanma padişahım, senden büyük Allah var.
Geldik, selam verdik bütün dünyaya;
Ağladık, ardından daldık rüyaya.
Bir rüya ki ömür boyu sürmekte;
Gelenler aslına rücu etmekte…
Rızk için çalışır, yeriz içeriz;




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!