Varsa var; yoksa yok! Hiç tasalanmam;
Aklıma takılsa, ardından koşmam…
Özenti, imrenti nedir, hiç bilmem;
Yetingen biriyim, fazla istemem.
Gayrisi yalandır, umurumda mı?
Eskiden müdürlük hayli saygındı;
İş disiplini ve dürüstlük vardı.
Müdür kültürlüydü ve çalışkandı;
Ya ya ya, şa şa şa; müdür, çok yaşa!
Kaliteli insan müdür olurdu;
Binmişiz alamete,
Gideriz kıyamete!
Akar zaman su gibi;
Fındık, fıstık, leblebi
Der: İstersen, ye beni!
Çıkar;
Ne kör, ne sağır, ne de dilsiz;
Sade imansız hem de dinsiz!
Çıkar;
Dost olamaz, belki arkadaş;
Göster gerçek yüzünü, çıkar artık maskeni;
Bencil, çıkarcı hâlin tipik kılıyor seni...
Daha fazla rol kesme, hiç güven vermiyorsun;
Sülük gibi yapışmış, kanını emiyorsun...
Sûret-i insan hâlin içindeki şeytanı
Hâlâ yutuyorsun güzel R’leri
Marifetmiş gibi yineliyorsun!
İncelik, kibarlık taslıyorsun ya
Dili rendeleyip katlediyorsun!
Gel, diretmeyelim hata etmede
Dilim!
Seni dilim dilim yerim;
Ardından gülerim.
Dilim olmasaydı,
Seni konuşamazdım;
Küçük hesaplar yaparak hiçbir yere varamazsın;
Eski çamlar bardak oldu, hiç kimsesiz yapamazsın…
Fazla zorlama şansını, iş olacağına varır;
Havadan nem kapman yersiz, herkes adamını tanır...
Daima ileriye bak, yol kat etmek istiyorsan;
Derinden derine derin yol gider;
Derine düşersen perişan eder!
Derinden bakarak derin düşünme;
Derinin derdine düşüp üşüme!
Derini derinle çözmek güç değil;
Mahmut’um, Mahmut’um, güzel Mahmut’um!
Yıllarca gelmeni bekledim durdum.
Hasretin vuslata dönüşüverdi;
Yüce Rabbim seni bizlere verdi.
Yaklaşık otuz yıl geçti aradan,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!