Mutluluğu yuvasında,
Hânesinde bulamayan
Sokaklarda, çarşılarda,
Pazarlarda bulmak ister...
Başıbozuk yaşayanlar,
Kışın yazı, yazın kışı yaşar olduk; ne yapalım!
Bazen acı, bazen tatlı tadar olduk; ne yapalım!
Aklı zora, zoru akla koşar olduk; ne yapalım!
Bazen asla, bazen fala bakar olduk; ne yapalım!
Elbet yalnız kalacaksın, unutma, günün birinde
O gün senden daha güçlü ve büyük olamaz kimse
Yanlışları mâziye göm, umutla bak geleceğe
Kendi doğruların için uğraş, yenilme feleğe
İnsan beşer, kuldur şaşar; sabır, her mâniyi aşar!
Okumak ve meslek sahibi olmak,
Çalışmak ve makul bir düzen kurmak
Ömrün çeyreğinde gerçekleşmeli;
Çeyrekten çeyreğe pek bilenmeli!
Ömürde kaç çeyrek vardır bilinmez,
Daha nice yirmi dokuz ekimleri göreceğiz;
Yaşlandıkça kıymetini ta yürekten bileceğiz.
Allah, bu günleri bize aratmasın, ağlatmasın;
Dost yok denecek kadar az, tutsaklığı yaşatmasın!
Bin dokuz yüz yirmi üçte doğdu, neler gördü neler;
Atatürk ilkeleri bizlere ışık tutar;
Cumhur, cumhuriyete her zaman sahip çıkar.
Biz halkız ve milletiz, cumhuruz ve devletiz;
Tarih boyunca coşan anlı şanlı Türkleriz…
Bize bizden başka dost yoktur, düşman ise çok;
Devlet-i ebed-müddet seksen sekiz yaşında;
Görkemli tarih yatar toprağında, taşında.
Türk-Müslüman yurdumun has havası bir başka;
Toprağın kokusu var suyunda ve aşında.
Varsa var; yoksa yok! Hiç tasalanmam;
Aklıma takılsa, ardından koşmam…
Özenti, imrenti nedir, hiç bilmem;
Yetingen biriyim, fazla istemem.
Gayrisi yalandır, umurumda mı?
Eskiden müdürlük hayli saygındı;
İş disiplini ve dürüstlük vardı.
Müdür kültürlüydü ve çalışkandı;
Ya ya ya, şa şa şa; müdür, çok yaşa!
Kaliteli insan müdür olurdu;
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!