Aşk şiirine anarşist bir suikast girişimi
Bilirdi;
Yalnızlıktan ve ayrılıktan oldum olası korkar
Ne zaman bir başıma kalsam
Ödüm patlar/ yüreğim çatlar/ yapayalnız kalamazdım asla…
KABAHATİN ÇOĞU HEPİMİZİN CANIM KARDEŞİM
Nazım’ın dediği gibi
“midye gibisin kardeşim
Midye gibi kapalı ve rahat…” değilsin aslında her zaman
“Akrep gibisin kardeşim,
Erkek-Devlet cinayetlerine kurban edilen tüm kadınlara…
Saçı uzun
Aklı -yanmış bir kibrit çöpü kadar- kısa
Gülüşü zinhar yasak
Gülüşü ve kahkahası fena halde tahrik
Yürüdü;
Denizin kıyısında ağır aksak ve yalın ayak adımlarla
İskelede; çok eski bir anıyla göz göze bakışıp durdu biraz
Bir iç çekip/ derin derin sustu
Ve yanında ellerini tuttuğu biri var gibi
Gözlerini kısıp/ uzun uzun sonsuzluğuna baktı denizin
Şiir mi? yoksa bir masal mı yazılan?
Yürüdü;
Denizin kıyısında yalın ayak adımlarla
İskelede; çok eski bir anıyla göz göze bakışıp durdu bir an
İç çekip/ derin derin sustu
Elimde tek dal papatya -kâhin olmaya, fal bakmaya gerek yok-
Döküyor yapraklarını sevişe sevişe -rüzgârın kanadına-
Seviyor… Seviyor… Seviyor…
Seni sevmeyen hiçbir dalı ve hiçbir yaprağı yok papatyaların…
Elimde papatya
Merdiven altı üretilen mini minnacık sevinç
Kayıt dışı mutlu bir an
Mutluluğun yalancısı
Sarılmanın yabancısı
Bozulmaya yüz tutan huzur
Göz göze gelemeyen bakış
Merdiven altı üretilen mini minnacık sevinç
Kayıt dışı mutlu bir an
Mutluluğun yalancısı
Sarılmanın yabancısı
Bozulmaya yüz tutan huzur
Göz göze gelemeyen bakış
Kızım Helin’e (1)
Bir varmış; yoksulluk
Bir yokmuş; yine yoksulluk varmış
Evvel zaman içinde kalbur saman içinde
Pirelerin berber, develerin tellal olduğu
Kızım Helin’e (8)
Tıpkı kızımmış gibi
Yasımı ve acımı ellerinden tutup
Lunaparka götüren benim
çok iyi