Dağı taşı düşünmeden,
yolları devirip yanı başına,
çekip geldim bir kış günü.
Ellerinden tutup
sokakları dolaştım.
Görüyor musun içimdeki şu çaresiz bekleyişi?
Vakur şu gecede, hayalden başka ne dileyebilirim ki?
Ne çok anımız birikmiş,
o kısacık ömür gibi günlerde.
Akşam bir anıyla uyuyor,
sabah bir anıyla uyanıyorum.
Dikeni parmağımızı kanattı diye
gülü sevmekten vazgeçtik mi?
Yağmurlu havalarda
şimşekler çakan bulutlara küstük mü?
Sokak lambasının altında durdum.
Kollarımı yana açarak başımı kaldırdım.
Perdeyi aralayıp gizliden bakan,
sonra kendini fark ettirdiğini düşünerek
hızlıca perdeyi geri kapatan sevdalılar gibi
Bulutlar toplaşmaya,
toplaştıkça kararmaya başladı.
Saat 3’ü 5 geçiyordu.
Yorgundum, bir banka oturdum.
Sevda tepesinde bir taşın üzerine çıkmış
avazım çıktığı kadar bas bas bağırıyorum.
Kasvetli hava üzerime bir dağ gibi çökmüş.
Yumruğumla sol yanımı delik deşik etmişim.
Gece düşlerimdeydin,
sabah hayalimde.
Seni anmakla geçecek gündüzüm.
Günüm senle anlam kazanacak.
Yollar toprak kokulu,
Hazan mevsimi
yağmuru yağıyor.
Sevgini kattığın
bir kahve yapar mısın?
Hava ağırdan karardı.
Bir göl kenarına sığındım.
Kınalı bir taş üzerine oturdum.
Ağaçların reveransıyla
başlayan geceye




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!