Sitemim arşa değdi, gözlerim gözlerine.
Yeryüzüne yağmur yağdı, hasretin içime.
Bir tutam umut vardır yarınlara gizlenen.
Dün geçti, bugün geçer, yarınımızı bekle.
Göğsüm kor gibi, bir sevda var göğsümde.
Oldu işte, en sonunda
bende başladım şu zıkkıma.
Ellerime, ellerinden başkası haramdı.
Bu gece bir harama bulaştım, affet beni.
Affet, nefesime saklı nefesine halel getirdim.
Ellerini tutmayalı
epey hasretlik oldu.
Senden sonra
çok yağmur yağdı,
sayısız çiçek açtı.
Dün doğdum, yarınlarda öleceğim.
Bir gece vakti kapında biteceğim.
Birazdan bir güvercin uyanacak.
Aç pencereni yanına geleceğim.
Şehirleri, sokakları dolaşacağız.
Güzel bir rüya gördüğünüzde
ne kadar yakarırsanız yakarın,
ne yaparsanız yapın
o rüyayı istediğiniz bir zaman
tekrar göremeyebilirsiniz.
Keşke bazı gülüşler
toprağa ekilebilse Doktor.
Keşke bazı düşler elle tutulabilse.
Keşke bazı gülüşler
yağmur gibi yağsa Doktor.
Böyle olmamalıydı Tanrım.
Ruhum, bedenimde kalmalıydı.
Beni böyle sen yarattın.
Gücün yeter, yeniden yarat.
Neden ölmem bilir misin?
Cumhuriyet Caddesi'nde
yanyana yürüdüğümüzde
o samimi muhabbetin
gökten inen yağmuru
ab-ı hayata çeviriyordu.
Olmuyormuş!
Bedensel ayrılıkları kabul etse de zihin,
düşsel ayrılıklara razı gelmiyormuş.
Kirpiklerde kurduğumuz dünyada
durmadan yeni acılar peydahlandı.
Uzak yollara bakarken
efkar alır her yanımızı.
Yüzümüz gülse de
gözyaşımız içe akar.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!