Sen tutmayınca
nasır tutmuş ellerimi,
gözlerimi sis kaplamış.
Senden arta kalan yanımla
boynumda rezil bir yafta.
Sen tutmayınca
nasır tutmuş ellerimi,
gözlerimi sis kaplamış.
Senden arta kalan yanımla
Bir de bakmışsın koca okyanus olmuş gökyüzü. İçinde kar beyazı bulutlar, yeşil gözler, açan çiçekler, pembe düşler, gülen çocuklar, sönmeyen umutlar, dinmeyen sevinçler, gülistanlar, gülistanlar, gülistanlar.
Caddelerde, sokaklarda yaşatılıyor güzellikler; Balonla Oynayanlar Sokağı, Zilleri Çalıp Kaçanlar Parkı, Sarı Sümbüller Caddesi, Fesleğenler Bahçesi, Cıvıldaşan Kuşlar Bulvarı, Bilye Kazananlar Hanı, Çiçek Koklayanlar Pasajı, Bisiklet Sürenler Yolu. Güzel Düş Görenler Diyarı, Hayalhane, Umuthane, Düşhane, Gökkuşağı Gözler, Gökkuşağı Gözler, Gökkuşağı Gözler.
Gülüşün cennetin gizli kapısı,
gözlerin mutluluğun anahtarıdır.
Ellerini tutunca dertsiz, tasasızım.
Kokunla mevsimler hep ilkbahar.
Yaza yaza anlatamadım seni.
Binlerce cümleye sığdıramadım.
Kalbimdekini, herkese haykıramadım.
Seni görmeyenler varmış.
Güzelliğine inanmayanlar,
Hiç çiçek
koparmadım senin için.
Ellerinde tutup,
bir kaç defa kokladıktan sonra
defterinin arasında kurutacağın
Sus pus olmuş, köşene çekilmişsin. Kendi küçük dünyanda, kendinle yapayalnızsın. Kendini benden esirgiyorsun. Sessiz çığlıklarım ayyuka çıkmadan konuşmayacak gibisin. Bir pencereden gördüklerinle yetinip gündüzünü akşam etmektesin. Gecenin karanlığında kayboluyor yastığına düşen gözyaşların. Aynalarda tebessüm arıyorsun. Altını çizdiğin cümlelerle konuşuyorsun benimle ve ben, hiç birini okuyamıyor. Kitaplarda saklıyorsun düşüncelerini. Parmak uçlarından kitaplara bulaşıyor hüznün.
Hüzün suyuyla vaftiz edilmiş gibi
her güne bir başka ağıt yakıyoruz.
Sabahın ilk ışığında vaveylalar koparıp
yeryüzünü gökyüzüne kavuşturuyoruz.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!