İlk defa düşüyorsun gözlerimden.
İlk defa…
Nedir bu acele gidişin?
Dertlerin mi var
Bana söylemediğin,
Gün olur da yüzüm güler mi,
Geçen ömür geri gelir mi?
Kalanlar kıymet bilir mi dersin,
Siz ağlamayın, ben çok ağladım.
Kimse bilmez hâlimden,
Bilemedim, bilemedim baba,
Beni sevdin mi, bilemedim.
Geçmişten aklımda kalan tek şey,
Bacağına sarılıp “Gitme baba” dediğim…
Başka bir anım yok seninle,
Beni kucakladığını bilmedim.
Bir odada, bir kafeste gibi,
Ne zaman açılırsa, kafes uçar gibi.
Bu dünyada sayılı bir nefes,
Hemen verip kaçar gibiyim.
Dünyaya dalmış bir gafil gibi,
Eskiden çalardım kapıyı el gibi
Açılırdı kapılar gül gibi
Şimdi verdiğim selam alınmıyor
Bizde olduk şimdi el gibi
Yanan ateşin olur külü
Zaman değişti insanlar değişti,
Yalanlar da, söyleyen de değişti,
Söz de, söyleyenler de değişti,
Bizim özümüzde, sözümüz de değişmedi.
Elhamdülillah.
Aldanma sahip olduğun toprağa, taşa,
Sen de gelmişsin bu yaşa.
Bir gün dönersin göçmen kuşa,
Uçar gidersin bir gün.
Dünya bir kafestir kaldığın kadar,
Serpilmiş toprağa tohum, yağmuru bekler,
Açılmış yaralar derman bulur mu dersin?
Menekşeler bu mevsimde açar mı dersin,
İncinen gönül sevdayla dolar mı dersin?
Geldim sayfana, verdim selam; kutlu olsun,
Leyla olup mecnunu ararsan
Eski bir viranede bul beni
Yalnız kalıp hayal kurarsan
Lal oldu dilim bülbüle sor beni
Ağlayıp gözyaşı dökersen eğer
Sıradan biriydim ben bir zaman,
Leyla’yı görünce Mecnun’a dönüştüm,
Ak düştü saçlarıma, çöllere düştüm,
Eyledin beni harap pirlere dönüştüm.
Mecnun edip beni gezdirdin çöllerde,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!