Kayıtsızlığına tekrarlanan çağrılarımdı
dağ eteklerinde yankılar.
Sana sırılsıklam sarılmamış yağmurların öfkesiydi
fırtınalı gecelerde göğün çığlıkları.
Yorgunum…
Kaç gecedir ısrarla,
sabrımı sınıyor
arsız gözlerin…
Yılları bulmuş gidişin,
düşlerimin kıyısında
beyaz bir şehir kımıldanırken
yağmur yağacakmış
gelincikler boyun eğmeden
bekliyorum
sana ait kızıl bir düş geçecekmiş gün batımından
Geç kaldın, güzel kadın,
sevdalarıma geç kaldın.
Zorunlu bir tövbenin ötesindeyim;
dallandığım,
çiçek çiçek açtığım,
aşka dolmuş günlerime geç kaldın.
yıllar önce bu gün,
bir ikindi vakti düştüm peşine.
tarlalarımızın hududunda boy boy dizilmişken selviler.
yıllar sonra şu an,
bağın önü ev
evin önü çocuk
baba yok
dört yıldır arbistan da
bir gelmiş iki yıl sonunda
geri gitmiş iki yıl daha
alacalı bir güneş batar
gömülür kendi kızılına
akşam ah tadındadır
vurulduk diyor bir dost
inanmak göğsümüzde yorgun bir yara
ateşten bir top gibi
yuvarlanıyor yurdum ardımda
toprağımdan kaçıyorum suyumdan
ekinimin yemlediği kuşlardan
ekmeğimi paylaştığım insanlardan
komşum benden
sesin arandığı olur mu
sessizliklerde bir ses
beyaz
mavi
yeşil
ses batar mı örneğin
Yaşam sana her zaman kendini ifade etme olanağı sunmaz.
Sen, yaşadığından çok hayal ettiğinsin
Sen, dışındaki sen değil, içinde ki sensin.
Sen, kendine hissettirip başkasına hissettiremediğinsin..
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!