Şöyle, şefkatle sıvazlayacak cesaretin olaydı,
Varırdın farkına;
“Sıradan bir ot değillermiş meğer,
Ne de güzel kokarlarmış hem de…
Yalandır desem,
Yalan olur.
Şiir çantamda keklik,
Doğrudur.
Ama etmez ki tek metelik,
Çöplüğü doldurur,
Şir ol,
Çık zulmün önüne,
Zalimler korksun.
Şir ol,
Dol bereketin göğsüne,
‘O’ hep olacak,
Bütün sonlar avucunda.
Gerisi yok olacak,
Hün varı vurduğunda.
1996
Sobe!
Son uyanış.
İlk önce sana sobe,
Sen ey mutluluk!
Sonra da sana sobe.
Ey sevgi!
Bin söylendi, dinlemedin.
Bin çağrıldı,gelmedin.
Kulak tıkadın gerçeğe,
Doğruyu görmedin.
Son sözüm bu, üzgünüm.
Susmam.
Hem sevgiyim ben...
Susacaksa kin sussun.
Susmam.
Hem gülüm ben...
Yokluğun kuraklığımdı.
Gönlüm,
Bir tatlı sözüne, gül yüzüne, gülüşüne susardı.
Varlığın duraklığımdı.
Dilim,
Bilirim:
Bilmezsiniz,
Bir kaş çatışımın
En kara bulutları üzerinize getireceğini.
Bilirim:
Sahiller korksun,
Gemiler korksun,
Buzdağları korksun,
Denizin heybetinden.
Bir kibrit çöpüyüm ben,
Şiirlerinizle yeni tanıştım ve çok güzellerdi nicelerinde görüşmek dileğiyle yolunuz açık olsun