Karanlıkta karalar emiyor beyazlığı
Alaca bir sahile yağıyor akla kara
Dalgaların ağzında köpüklerin azlığı
Getirmiyor bu sonsuz denizde akla kara
Sokar bir akrep gibi şahdamarımdan beni
Bilemez kimse benim gece yangınlarımı
Ben bilirim vuslata yakın iken bu kadar
Düğümledim dünlere umut yarınlarımı
Muhtacım bugün sana ekmek kadar su kadar
Ergen eğreltilerde patlayan şebnemlerdi
O nemli kuytuları yırtan aygırlığımız…
Bin ömrü bir lahzaya hangi rüya demlerdi;
Havaya hava çizen o hercai Havva Kız
Sevda semaverinden fincana dolmayaydı? ..
Bezminde bir Ecenin
Parçalanan bir camdı gülüşün kaldırımda
Kaldıramadı kahkahanı zamanın kaldıracı
N’olur bir daha gülme şaşı vitrinlere karşı
Vitrinler dert vitrinler baştanbaşa acı
Vitrinler hınç vitrinler öfkeyle boyalı kin
Işıltılı bir yılan boydan boya çarşı
Bırakıp da bir gün gidersen eğer
Sözlerini alıp götürme sakın
O bir tek bakışı bir ömre değer
Gözlerini alıp götürme sakın
Uykuları hülyalara kattığım
Avuçlarımda çoktan hasat zamanı geldi
Yüreğimden sevdanı başak-başak al da git
Viranhaneme girme/ penceremden bak yeter
Her geçişte kapımı iki kere çal da git
İçbükey aynalarda görüntü dünden de yoz
Asılı perçeminden bir devin iskeleti
En delişmen denizin alnında bir karış toz
Odaklarda dağların görüntüsü eğreti
Bir goril ellerinde ucu zehirli şişler
Paslanır prangalar takırdadıkça gırtlak
Gerilir karanlığa nice örümcek ağı
Tüner defne dalına yine binlerce hortlak
Kapkara gözlerinde uyuturlar şafağı
Görkemli görüntüler salınır kuytularda
Oturmuşum toprağa dizlerim avucumda
Kararıyor içimde gözlerimin akları
Bir karınca dev yiyor ta öteki ucumda
Toprağı kar delende
Kan yürür kardelende
Islık çaldıkça Pan’a Midas’ın kulakları
Ağlıyorsam görüyorum demek
Renklerin gizlediği mercana
Ayaklarım değdiği an bildim
Elif görünürmüş kimi mertek
Canı ölüm/ ölümü can bildim
Hiç derdim olmadı aşktan yana
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!