Ezelden ebede süresi vardır,
Âdem’den beridir ilâhi sırdır,
Mevlâ’nın gönüle koyduğu nurdur,
“Sevgi” dediğimiz şu duygu seli.
Bazı canla bazı başla biledir,
Hasret kaldım al yanağı benlime,
“Ayrılık” hırkasın öreli dağlar.
Laf söz kar etmiyor deli gönlüme,
Yârinen arama gireli dağlar.
Düşler sürgün oldu gönül köyünden,
Hüzünlü bir sonbahar akşamı şu an,
Hayalin gözümde sendeyim yine.
Seni düşünür yaşarım inan,
Uzandım maziye sendeyim yine.
Masamda mektubun karşımda resmin,
Suçum ne karşıma çıkan sensin,
Gözüme sevgiyle bakan da sensin,
Sinemi kor eden yakan da sensin,
Sevdan bırakmıyor ben ile beni.
Seviyorum dedim açtım olmadı,
Yokluk kırk yerinden kırdı belimi,
Demeye tutmuyor yüzüm Vali Bey.
Kimselere açamadım hâlimi,
Bir sana geçiyor nazım Vali Bey.
Fidan pazarladım kimse almadı,
Deli gönül unut artık,
O unuttu çoktan seni…
Melek sandın çıktı “sürtük”!
Sildi geçti, kökten seni…
Tanı gönül, artık tanı,
Bir kaba soluktan ibaret varın,
Bu caka bu çalım poz gelir geçer.
Kim bilir kim nasıl olacak yarın?
Çoğu bu dünyadan yoz gelir geçer.
Hakk’ın her hikmeti derstir kuluna,
Akılsız başını Çal taşdan taşa,
Kursağın doymasın ekmeğe aşa,
Yılan gibi bağrın yerlerde yaşa,
Aman ölme yitme sürün vicdansız..
16-Kasım-2013-Cumartesi
Âşıklık bir nasip işi,
O lütuftur Hak’tan olur.
Daldan bükme olmaz kişi,
Soydan sürer kökten olur.
İl’m-i ledün okur yazar,
Hala kulaklarımda o gülüşlerin,
Kiraz dudakların inci dişlerin,
Ucu yüreğimde bir ok kaşların,
Güzeller güzeli ne güzel şeysin.
Cemalin tıpkı bir gonca gül gibi,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!