Bağrıma basmıştım kuş oldun uçtun,
Sırrımı vermiştim ellere açtın,
Yoluna baş koydum çiğneyip geçtin
Kapına kilitler takıla hayın.
Günlerin benden gördüğün olsun.
Görmeseydim seni keşke,
Öyle düştüm ki ben aşka,
Yüreğimde senden başka,
Yâre mi var kara gözlüm.
Zülüfüne ak gerdana,
Lisanın çok hangisini sayayım,
Dil içinde dilin var kara toprak.
Sana kan mı ten mi can mı diyeyim?
Seni tarif etmek zor kara toprak.
Ezelden ebede bitmez davasın,
Tek bir lisan var ki dünya yüzünde,
Derya onu söyler çöl onu söyler,
Canlı cansız her nesnenin özünde,
Kurt kuş, onu söyler yel onu söyler.
Zor değil bu lisan aksine kolay,
İçimizde aynı hisler,
Aynı umut aynı düşler,
Büyük aşklar böyle başlar,
Sen bendesin ben sendeyim.
Ayırmasın bizi kader,
Akla baliğ olup, kendim bileli,
Gönlümün sırrına, eren olmadı…
Evvel ahir ömrüm, geçti çileli,
Neler çektim neler, gören olmadı…
Gül sinemi ezik, ezik ezdim de,
Şu bendeki sevdan beni bitirir,
Gözyaşımı Ummanlara yetirir,
Çaresi yok mezara dek götürür,
Umutsuz bir aşk bu bilirim Ayşe’m.
KURTOĞLU’M kahırla hasretle sargın,
Ay parçası yüzün o gülüşünen,
Goncadır leblerin inci dişinen,
Ne de güzel sinmiş kalem kaşınan,
Yar ciğer paremdir ömür gözlerin.
Yüzüme baktıkça güler ballaşır,
Kahpe felek yollarımı bağladın,
Nedendir garezin bilemez oldum.
Hasret ateşiyle sinem dağladın,
Derdime dermanı bulamaz oldum.
Bağlarsa yaramı o yâr bağlasın.
Bilmem bu kaçıncı mektubum sana,
Yazmaya varmıyor ellerim Nurten.
Bir parça vefayı çok gördün bana,
Yetmedi döktüğüm dillerim Nurten.
İşvenden edandan nazından bıktım,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!