Bana savruk diyen ey gafil kişi,
Nedir dört kitabın ortak görüşü,
Gönüller kazanmak bir gönül işi,
Hamd olsun ki o gönül de bizde var
Fakirlik ödüldür zenginlik bir yük,
Emaneti baki sanan sefiller,
Olanların olmayana borcu var.
Ey âlim geçinen softa cahiller,
Bilenlerin bilmeyene borcu var.
Kimi düşe dursun gönül kışına,
Kulaklarımdaki sesinden,
Gözlerinin etkisinden,
Bu sevdanın pençesinden,
Öldür beni kurtulayım.
Bitir artık bu oyunu,
İlmek ilmek düğüm düğüm,
“Ağ” misali ördün beni.
Ne ölüyüm ne de sağım,
Yüreğimden vurdun beni.
Kimselere açamadım,
Kader yolumu bağlıyor,
Hasret içimi dağlıyor,
Garip gönlüm kan ağlıyor,
Yaralıyım yaralıyım.
Hasret kaldım nazlı yare,
Akıl mı bıraktın sevdalı başta,
Gönlüme nasihat kâr etmez işte,
Sen de benim gibi dağlara düş te,
Dilerim sevdiğim gez benim için.
Bu derdi sen sardın garip başıma
Ey sevdiğim koyma beni eleme,
Seviyorum dersen söz yeter bana.
Diyemezsen sarıl kâğıt kaleme,
O bir kelimeyi yaz yeter bana.
Kendimden kıskanıp özleyişimi,
Gül cemalin gülden alır rengini,
Gonca gibi burcu burcu kokan yâr.
Çok aradım bulamadım dengini,
Yüreğimi tutuşturan yakan yâr.
Kalem kaşın ilham almış eliften,
Niye çıkıp geldin aylardan sonra,
Yalan bana ise gelişin yalan.
O kadar üzücü şeylerden sonra,
Bu kadar samimi oluşun yalan.
Sakın ola sözü getirme aşka,
Ey sevdiğim ne kız bana ne darıl,
Bir vefa etmedin yalandan olsun.
Hiç değil ayrılık vakti bir sarıl,
İsterse kolların yılandan olsun.
Dört nala gelirken ecelin atı,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!