Recep Akıl Şiirleri - Şair Recep Akıl

Recep Akıl

bir yalanın peşinde
ne yıllar harcadım ben
ak düştü saçlarıma
daha yaşım başım ne

sevmek dediğin nedir

Devamını Oku
Recep Akıl

Allah’a (c.c.) verdiklerinden dolayı duyulan minneti dile getirmek olan şükür, ahlâki bir kavram olarak, yapılan bir iyiliğin kadir kıymetini bilip makbule geçtiğini dile getirmek, iyilik edeni övmek, nankör olmamak demektir.

Kul kendisini yaratıp rızıklandıran, koruyup gözeten, Rabbinin bu lütfuna karşılık olarak şükreder. Şükür bir başka anlatımla kulun Rabbini yücelterek övmesi de demektir.

İnsanın Allah’a (c.c.) şükretmesi, O’na duyduğu minnete teşekkür etmesi anlamına da gelir, bir bakıma. Ama asıl şükür verilen her türlü nimeti yerli yerinde kullanmakla olur, olmalıdır.

Devamını Oku
Recep Akıl

Bir komşu büyüğümüzün cenazesindeydik. Rahmetlinin defin işlemi yapılırken çoktandır görmediğim bir arkadaşımla birlikte bir kenara çekilmiş sohbet ediyorduk. Havadan sudan, kendi yapıp ettiklerimizden, çoluk çocuklardan işten güçten…

“Ne diyorsun sıraya biz mi girdik dersin? Baksana bizden önceki kuşaktan neredeyse çevrede pek kimse kalmadı. Teker teker terk edip gidiyorlar bu dünyayı.” diyecek oldu lafın bir yerinde.

Tam cevap verecektim ki o biraz ilerimizde bir başına dikilen birini göstererek

Devamını Oku
Recep Akıl



İnsan ne kadar şikâyet ederse etsin yaşadığı hayattan memnundur aslında. Bu durumun en büyük kanıtıysa dışarıdan bakıldığında öyle görünüyor olmasına rağmen şikâyet etmiş olduğu hayatı değiştirmek için gerçek bir çaba sarf etmemesidir.

Kişi ne kadar bunun tersini söylerse söylesin durum aynen böyledir.

Devamını Oku
Recep Akıl

Sıkı bir sağanak başlamıştı. Yaz olduğu için insanlar hazırlıksızdı ve bir anda sırılsıklam olmuş, daha fazla ıslanmamak için kendilerini kapalı bir yere ya da bir saçak altına atmak telaşı içinde sağa sola koşturup duruyorlardı.

O ise gayet sakindi çevrede koşuşanları tebessümle seyrediyor ve yağmur yağabileceğini tahmin ederek tedbirli davranıp yanına aldığı şemsiyesi sayesinde hiç ıslanmadan yavaş adımlarla yürüyüşünü sürdürüyordu.

Kandil akşamıydı. İnsanlar biran evvel evlerine gitme telaşı içindeydiler. O ise geceleri çalıştığı için işe gidiyordu. Hiç kimsede yokken bir tek kendisinde şemsiye olması da zaten bu sebepleydi.

Devamını Oku
Recep Akıl

gitme dur
gece basar uyur kent
uzar zaman
uyuyamam
sesler kesilir yağmur başlar
silinir adın

Devamını Oku
Recep Akıl

Bazı insanları överken çoğu zaman söylenen bir takım klişe laflar vardır. Denir ki “Dürüsttür, çalışkandır, kadir kıymet bilir, vefakârdır vb…”

Dürüstlük, çalışkanlık, kıymet bilirlik vs. aslında insan için birer meziyet değillerdir. Çünkü bu ve benzeri kavramlar tıpkı karşıtları gibi zaten insan fıtratında olan özelliklerdir.

İlk insanı yaratırken Allah (c.c.) mükemmel yaratmıştır. Hiçbir eksiği olmadan…

Devamını Oku
Recep Akıl

Akşamın kızıllığı Dünya’nın üzerine ağır ağır inmeye başladığında, gün boyunca süregelen çalışıp çabalama ve koşuşturmaca da yavaşlamaya, ilerleyen vakitle birlikte giderek durgun bir hâl almaya başlar.

Zaman artık sanki daha yavaş akar, özellikle yaşı ilerlemişler ve hüzünlü bekleyişlerdeki mahzun yürekler için.

Günün batmaya başlayıp ağır, ağır geriye çekilerek yerini akşamın o tül mavisi rengine bırakıyor olması duygu yüklü, büyülü bir zaman dilimidir, masalımsı...

Devamını Oku
Recep Akıl



zil sesleri duyar gibiyim
çın çın kulaklarım
bir yerlerde birileri
beni anıyormuş gibi

Devamını Oku
Recep Akıl

Her insan içinde birikenleri dışa vurmak istemiştir, zaman zaman. Söylemek isteyip de söyleyemediklerini bir yerlere karalamak isteğiyle eline kalemi kâğıdı almıştır hayatının bazı dönemlerinde.

Ya ilk gençliğinde bir aşk şiiri olmuştur bu sevgiliye yazılan, ya bir gurbet, ya hasret… Ya da ne bileyim bir ayrılık şiiri…

Kimi zaman da bu yazılanlar şiir değil düz yazı olmuştur ama her ikisinde de niyet aynıdır: Yüreğinde birikenleri dışa vurmak, boşalmak.

Devamını Oku