Tutup kanatlarından şiirle dize dize
Evliya Çelebi'yi nasıl anlatsam size
I
Yaşayıp gezmediğim, görmediğim yerleri
Sefergüzin Çelebi resmeylemiş mu'cize
Efsane şehirleri mahmuru seherleri
Tarih, kültür rengimi,miras bırakmış bize
Akrep gibisin kardeşim,
korkak bir karanlık içindesin akrep gibi.
Serçe gibisin kardeşim,
serçenin telaşı içindesin.
Midye gibisin kardeşim,
midye gibi kapalı, rahat.
Devamını Oku
korkak bir karanlık içindesin akrep gibi.
Serçe gibisin kardeşim,
serçenin telaşı içindesin.
Midye gibisin kardeşim,
midye gibi kapalı, rahat.
Güzel şiirinizi severek okudum yüreğinize sağlık. Şiire kou Evliya Çelebiyi rahmetle anıyorum.
Evliya, veliler demek yani Allah dostları demektir. Bu zatın unvanı bile yanlış. Gerçekte, "Veli Çelebi" denmeliyken niçin çoğul bir tabir kullanılmış bu zaten bir muamma?
Büyük Türkiye tarihinde anlatıldığına göre bu zat, küçük rütbeli bir Osmanlı subayıdır. İşi de katipliktir. Gittiği ülke ve iller ise çok mahduttur. Buna rağmen, kendisine sanki dünyanın ve Osmanlı idaresinde olan ülkelerin tamamını gezmiş gibi bir hava vererek, anlatmış ta anlatmış. Anlattıklarını da son derece abartılı ifadelerle anlatmış ki, dediklerinin birçoğu yalan ya da yanlıştır.
Rüya meselesi de ayrıca sorgulanması gereken bir konudur. Yani bu zatın dediklerine inanmak fazlaca safdillik olur diyorum ve gerçekleri bu efsanevi beyanlardan öğrenmeye çalışmak yerine, gerçek tarihçilerin yazdıklarından öğrenmek daha doğru olur diyorum.
Seçici kurul arada böyle harika süprizler de yapıyor. İlk kez karşılaştım şiirlerinizle. Tebrik ederim Leyla Hanım. Çok güçlü bir teknik ve şiirsel donanım. Evliya Çelebiyi sizin mısralarınızda okumak da ayrı bir zevk.
Saygılarımla esen kalın.
Ey! Hecenin Yeni Şairesi; Bu dizeler ilhâm ile değilde para ile söylenseydi,az gelirdi Sultan Süleymân'ın hazinesi. Saygıyla selamlıyoruz.
kutlarım şairi
seçici kurula teşekkürler.
saygıyla
namık cem
Değerli Kardeşim VAROĞLU'yla çoktandır Antoloji'de karşılaşamadım.Ama O'nun izleksel uğraşlarını,şiire olan özenli duruşunu çok iyi bilirim.
Güne bu şiiriyle imzasını koyduğu için kendilerini kutluyor;Sayın SEÇİCİ KURUL'a bu zarif seçimlerinden dolayı teşekkürler ediyorum.
İyi ki şiir var.
Erdemle.Işıkla.
Tanzimat döneminde maarif nezaretince çocuk edebiyatına mühim bir ilave temini gayesine matuf olarak, nezaret neşriyatınca tavsiyeye şayan, faideli asar arasında zikr olunabilirdi şiir..Gerçi Ziya Gökalp' in o zamanlar yazdığı Ala Geyik Destanı bile Türkçe kökenli kelimelere meylediyordu ..
Şakası bir yana edebiyat dilimizin gittikçe tanzimat dönemine kaydığına hayretle şahit olmaktayım. Bence böyle didaktik anlamda öğreticilik ve tanıtım gibi bir işlevi yüklenmiş şiirlerde daha fazla türkçe kelimelere yer verilmelidir diye düşünüyorum
Saygılarımla..
- Pembe Düşle Seyrüsefer-
Tutup kanatlarından şiirle dize dize
Evliya Çelebi'yi nasıl anlatsam size
I
Yaşayıp gezmediğim, görmediğim yerleri
Sefergüzin Çelebi resmeylemiş mu'cize
Efsane şehirleri mahmuru seherleri
Tarih, kültür rengimi,miras bırakmış bize
Masalsı gerçekleri okurken hece hece
Seyrüsefer eyledim yaşadım bin bir gece
Bir zarafet, letafet mürekkebi kalemi
Coşkun pınarlar gibi musikiydi kelâmı
Tutup kanatlarından şiirle dize dize
Düşlerin pembesinde nasıl anlatsam size
II
İstanbul uyanırken gecesinden sabaha
Arza açtı gözünü aydınlandı hanesi
An zamanı dolanıp gülümserken salaha
Unkapanı semtinde başladı efsanesi
Osmanlı sarayında kuyumcuların hası
Dervişan Mehmet Zıllî Efendiydi babası
Ninni düşmüş diline kalbi sevgi aynası
Ak sütünü emzirdi Çelebi'nin anası
İstanbul uyanırken gecesinden sabaha
An zamanı dolanıp gülümsedi salâha
Çocukken gözlerinde uzuyorken hedefler
Sevgi özüydü sözü tatlıydı muhabbeti
Hikâyeler yazardı elinde kalem defter
Pür-kanat özgür idi çağlardı hitabeti
Nakış, tezhib öğrendi sîmalara aksetti.
Kur'ân-ı hıfz eyledi yüreklerde raksetti
Arapçayı, Farsçayı, medresede okudu
Enderun'da bilgiyi ilmek ilmek dokudu
Sevgi özüydü sözü tatlıydı muhabbeti
Pür-kanat özgür idi çağlardı hitabeti
III
Şol Muharrem ayının Aşure gecesinde
Bir elif miktarıydı devr-i zaman dilimi
Uykuya dalmış iken kıldan seccadesinde
Rüyaları kuşandı nevanın gül iklimi
Düşte nail olurken Habib'in cemaline
Fasl-ı bahar gelmişti gönlünün şimaline
Aklından hayâlinden silinirken mâsivâ
Rüya-yı sadıka da aşkla alındı fetvâ
Vakt-i nazâra düştü devr-i zaman dilimi
Rüyaları kuşandı nevanın gül iklimi
''Şefaat Resulullah' demek idi muradı
Öperken sağ elini dudak yandı dil yandı
Seyahat deyi verdi vatan eyledi yadı
Yattığı yatağından beşaretle uyandı
Nur-ı mübin parlayıp gül kokuyorken etraf
Sahabe-i kiram da dizilmişti saf be saf
Şefaati, seyahat selametle Çelebi
Seyahat müjdeledi ol Şah-ı cihan Nebi
Öperken sağ elini dudak yandı dil yandı
Yattığı yatağından beşaretle uyandı
Beyaz nûrlar yağarken melekler kanatlanır
Kırkların meclisinde akıl hikmet taranır
Duayla uğurlanan çelebimiz atlanır
Feyyaz iklimlerinde şehri kenan aranır
Sa'd ibni Ebî Vakkas sıvazladı sırtını
Şeyhi Abdullah Dede gördün dedi bâtını
Yürü divit kâlemle gazaya niyet eyle
Yürü, işin rasgele kâinatı resmeyle
Kırkların meclisinde akıl hikmet taranır
Feyyaz iklimlerinde şehri kenan aranır
IV
Zamana gülümserken İstanbul'da türküler
Sergüzeştim yol diye içti ab-ı kevseri
Ruhuna bürünürken türlü türlü öyküler
Yazmaya başlamıştı o muhteşem eseri
Bursa İzmit'ten sonra, varmıştı Trabzon'a
Gürcü, Çerkez Laz’ıyla kalktı eller horona
Her biri ay parçası sanki insan deryası
Sultan Mehmet toprağı kemençede sevdası
Sergüzeştim yol diye içip ab-ı kevseri
Yazmaya başlamıştı o muhteşem eseri
Elçi oldu bey oldu ham gönülde tevazû
Dudağında yanardı bezm-i alem duâsı
Seyrüsefer gönlünde tükenmeyen bir arzu
Dem be dem duru berrâk gönlündeydi hülyâsı
Azerbaycan, Gürcistan, Rumeli illerinde
Tarihi resmeyledi her şey yerli yerinde
Macaristan, Almanya; Sofya, Şumnu’yu gezdi
Hakk’a döndü özünü fitne fücuru sezdi
Dudağında yanardı bezm-i alem duâsı
Dem be dem duru berrâk gönlündeydi hülyâsı
Nil'de Kızıldeniz'de gönül olunca hemhal
Kehribâr tesbih gibi süslenmişti hayaller
Libya, Tunus, Yemen'de eyler iken hasbihal
Reşha reşha yürekten yazardı billur eller
Surlardan akar tarih bir zaman seferinde
Seyahatnâme adlı nadide eserinde
Bağdat, Kudüs ve Şam'da açılsa yine güller
Düşlerim kanat kanat hemhal olsa gönüller
Kehribâr tesbih gibi süslenirken hayaller
Reşha reşha yürekten yazardı billur eller
Efsunla billûrlaşmış inlerken çeşm-î bülbül
Ölüm düşmeden cânâ varıp gitti Mekke’ye
Zerreden âsumâna kokuyorken Kabe gül
Tavaf etti say etti aşkla durdu vakfeye
Çöllerin şafağından yüz sürdü kehkeşâna
Kalpte yetmiş bin alem şahitti ihtişama
Nakşedilmiş heceler sabırdı tevekküldü
Ona rehberlik eden Habibimiz o güldü
Ölüm düşmeden cânâ varıp gitti Mekke’ye
Tavaf etti say etti aşkla durdu vakfeye
V
Can gövdeye konuktur tenden uçar tüm ruhlar
Şefaatçin Habibim Kur’an rehberin olsun
Dinlenir sükun ile mahzun kalb-i mecruhlar
Gök kubbenin altında kabrin nur ile dolsun
Bilmeyiz Çelebi'nin ne zaman öldüğünü
Bu vatan toprağında nerde gömüldüğünü
Ten toprağa düşerken zerresiyiz gubârın
Âfâki tefekküre yakışır iştiharın
Şefaatçin Habibim Kur'an rehberin olsun
Gök kubbenin altında kabrin nur ile dolsun
Leyla Gül Varoğlu
Aminn.... Muhtesem bir eser, tüm kalbimle kutluyorum Leylâ hanim, Kütahya'li hemsehrim ünlü gezgin Evliya Çelebi ancak bu kadar güzel anlatilabilir, tebrik ve taktirlerimle, basarini kutluyorum... Sevgiler :)
Secici kurula tesekkürler...
Evliya Çelebi Hayatı, Evliya Çelebi'nin Hayatı
25 Mart 1611'de İstanbul'un Unkapanı semtinde doğdu. Babası Derviş Mehmed Zilli, I. Süleyman’dan I. Ahmed’e kadarki padişahların kuyumcubaşılığında bulunmuş ve seferlere katılmıştır. Çelebi ailesi aslen Kütahyalı olup, fetihten sonra İstanbul'a yerleşmiştir.
Evliya Çelebi, çok iyi bir öğrenim gördü. Önce mahalle mektebine gitti. Daha sonra Şeyhülislam Hamit Efendi Medresesi'ne girdi. Burada yedi yıl okuduktan sonra saraya özgü bir okul olan Enderun'a devam etti.
Okul öğreniminin dışında özel hocalardan Kur'an, Arapça, güzel yazı, musiki, beden eğitimi ve yabancı dil dersleri aldı. Kur'an'ı ezberleyerek hafız oldu.
Evliya Çelebi, öğrenimini bitirdikten sonra sarayda görev aldı. Yaptığı işlerle padişah ve devlet ileri gelenlerinin beğenisini kazandı.
Evliya Çelebi, bu gezileri sırasında çok ilginç yerler gördü. Yeni insanlarla tanıştı. Birçok olayla karşılaştı. Karşılaştığı ilginç olayları okuyucuya anlatarak kitabına renk kattı.Gezileri sırasında birçok kez ölümle burun buruna geldi. Savaşlara katılarak hem savaşları hemde o yerleri anlattı. Gezmek için gittiği son yer Mısır oldu. 1682 yılından sonra vefat etti.
Kaynak: http://www.harbiforum.org/turk-buyukleri/130127-evliya-celebi-hayati.html#ixzz2JMmqQWJd
harika bir eser okudum
bütün içtenliğim ile tebrik ediyorum
saygılar
Bu şiir ile ilgili 57 tane yorum bulunmakta