Pembe Düşle Seyrüsefer Şiiri - Yorumlar

Leyla Gül Varoglu
125

ŞİİR


40

TAKİPÇİ

Tutup kanatlarından şiirle dize dize
Evliya Çelebi'yi nasıl anlatsam size
I
Yaşayıp gezmediğim, görmediğim yerleri
Sefergüzin Çelebi resmeylemiş mu'cize
Efsane şehirleri mahmuru seherleri
Tarih, kültür rengimi,miras bırakmış bize

Tamamını Oku
  • Hasan Çekmecelioğlu
    Hasan Çekmecelioğlu 30.01.2025 - 00:43

    Güzel şiirinizi severek okudum yüreğinize sağlık. Şiire kou Evliya Çelebiyi rahmetle anıyorum.

    Cevap Yaz
  • Cihat Şahin
    Cihat Şahin 29.01.2024 - 08:52

    Evliya, veliler demek yani Allah dostları demektir. Bu zatın unvanı bile yanlış. Gerçekte, "Veli Çelebi" denmeliyken niçin çoğul bir tabir kullanılmış bu zaten bir muamma?

    Büyük Türkiye tarihinde anlatıldığına göre bu zat, küçük rütbeli bir Osmanlı subayıdır. İşi de katipliktir. Gittiği ülke ve iller ise çok mahduttur. Buna rağmen, kendisine sanki dünyanın ve Osmanlı idaresinde olan ülkelerin tamamını gezmiş gibi bir hava vererek, anlatmış ta anlatmış. Anlattıklarını da son derece abartılı ifadelerle anlatmış ki, dediklerinin birçoğu yalan ya da yanlıştır.

    Rüya meselesi de ayrıca sorgulanması gereken bir konudur. Yani bu zatın dediklerine inanmak fazlaca safdillik olur diyorum ve gerçekleri bu efsanevi beyanlardan öğrenmeye çalışmak yerine, gerçek tarihçilerin yazdıklarından öğrenmek daha doğru olur diyorum.

    Cevap Yaz
  • Salihanur Bilge
    Salihanur Bilge 29.01.2024 - 08:33

    Seçici kurul arada böyle harika süprizler de yapıyor. İlk kez karşılaştım şiirlerinizle. Tebrik ederim Leyla Hanım. Çok güçlü bir teknik ve şiirsel donanım. Evliya Çelebiyi sizin mısralarınızda okumak da ayrı bir zevk.
    Saygılarımla esen kalın.

    Cevap Yaz
  • Remzi Ece
    Remzi Ece 13.09.2014 - 02:44

    Ey! Hecenin Yeni Şairesi; Bu dizeler ilhâm ile değilde para ile söylenseydi,az gelirdi Sultan Süleymân'ın hazinesi. Saygıyla selamlıyoruz.

    Cevap Yaz
  • İbrahim Eroğlu
    İbrahim Eroğlu 29.01.2013 - 18:26

    kutlarım şairi

    seçici kurula teşekkürler.

    Cevap Yaz
  • Namık Cem
    Namık Cem 29.01.2013 - 15:32

    saygıyla
    namık cem

    Cevap Yaz
  • Necdet Arslan
    Necdet Arslan 29.01.2013 - 15:16


    Değerli Kardeşim VAROĞLU'yla çoktandır Antoloji'de karşılaşamadım.Ama O'nun izleksel uğraşlarını,şiire olan özenli duruşunu çok iyi bilirim.

    Güne bu şiiriyle imzasını koyduğu için kendilerini kutluyor;Sayın SEÇİCİ KURUL'a bu zarif seçimlerinden dolayı teşekkürler ediyorum.

    İyi ki şiir var.

    Erdemle.Işıkla.

    Cevap Yaz
  • Hasan Büyükkara
    Hasan Büyükkara 29.01.2013 - 15:07

    Tanzimat döneminde maarif nezaretince çocuk edebiyatına mühim bir ilave temini gayesine matuf olarak, nezaret neşriyatınca tavsiyeye şayan, faideli asar arasında zikr olunabilirdi şiir..Gerçi Ziya Gökalp' in o zamanlar yazdığı Ala Geyik Destanı bile Türkçe kökenli kelimelere meylediyordu ..

    Şakası bir yana edebiyat dilimizin gittikçe tanzimat dönemine kaydığına hayretle şahit olmaktayım. Bence böyle didaktik anlamda öğreticilik ve tanıtım gibi bir işlevi yüklenmiş şiirlerde daha fazla türkçe kelimelere yer verilmelidir diye düşünüyorum

    Saygılarımla..

    Cevap Yaz
  • Fatima Humeyra Kavak
    Fatima Humeyra Kavak 29.01.2013 - 14:28

    - Pembe Düşle Seyrüsefer-


    Tutup kanatlarından şiirle dize dize
    Evliya Çelebi'yi nasıl anlatsam size
    I
    Yaşayıp gezmediğim, görmediğim yerleri
    Sefergüzin Çelebi resmeylemiş mu'cize
    Efsane şehirleri mahmuru seherleri
    Tarih, kültür rengimi,miras bırakmış bize
    Masalsı gerçekleri okurken hece hece
    Seyrüsefer eyledim yaşadım bin bir gece
    Bir zarafet, letafet mürekkebi kalemi
    Coşkun pınarlar gibi musikiydi kelâmı
    Tutup kanatlarından şiirle dize dize
    Düşlerin pembesinde nasıl anlatsam size

    II
    İstanbul uyanırken gecesinden sabaha
    Arza açtı gözünü aydınlandı hanesi
    An zamanı dolanıp gülümserken salaha
    Unkapanı semtinde başladı efsanesi
    Osmanlı sarayında kuyumcuların hası
    Dervişan Mehmet Zıllî Efendiydi babası
    Ninni düşmüş diline kalbi sevgi aynası
    Ak sütünü emzirdi Çelebi'nin anası
    İstanbul uyanırken gecesinden sabaha
    An zamanı dolanıp gülümsedi salâha

    Çocukken gözlerinde uzuyorken hedefler
    Sevgi özüydü sözü tatlıydı muhabbeti
    Hikâyeler yazardı elinde kalem defter
    Pür-kanat özgür idi çağlardı hitabeti
    Nakış, tezhib öğrendi sîmalara aksetti.
    Kur'ân-ı hıfz eyledi yüreklerde raksetti
    Arapçayı, Farsçayı, medresede okudu
    Enderun'da bilgiyi ilmek ilmek dokudu
    Sevgi özüydü sözü tatlıydı muhabbeti
    Pür-kanat özgür idi çağlardı hitabeti

    III
    Şol Muharrem ayının Aşure gecesinde
    Bir elif miktarıydı devr-i zaman dilimi
    Uykuya dalmış iken kıldan seccadesinde
    Rüyaları kuşandı nevanın gül iklimi
    Düşte nail olurken Habib'in cemaline
    Fasl-ı bahar gelmişti gönlünün şimaline
    Aklından hayâlinden silinirken mâsivâ
    Rüya-yı sadıka da aşkla alındı fetvâ
    Vakt-i nazâra düştü devr-i zaman dilimi
    Rüyaları kuşandı nevanın gül iklimi

    ''Şefaat Resulullah' demek idi muradı
    Öperken sağ elini dudak yandı dil yandı
    Seyahat deyi verdi vatan eyledi yadı
    Yattığı yatağından beşaretle uyandı
    Nur-ı mübin parlayıp gül kokuyorken etraf
    Sahabe-i kiram da dizilmişti saf be saf
    Şefaati, seyahat selametle Çelebi
    Seyahat müjdeledi ol Şah-ı cihan Nebi
    Öperken sağ elini dudak yandı dil yandı
    Yattığı yatağından beşaretle uyandı

    Beyaz nûrlar yağarken melekler kanatlanır
    Kırkların meclisinde akıl hikmet taranır
    Duayla uğurlanan çelebimiz atlanır
    Feyyaz iklimlerinde şehri kenan aranır
    Sa'd ibni Ebî Vakkas sıvazladı sırtını
    Şeyhi Abdullah Dede gördün dedi bâtını
    Yürü divit kâlemle gazaya niyet eyle
    Yürü, işin rasgele kâinatı resmeyle
    Kırkların meclisinde akıl hikmet taranır
    Feyyaz iklimlerinde şehri kenan aranır

    IV
    Zamana gülümserken İstanbul'da türküler
    Sergüzeştim yol diye içti ab-ı kevseri
    Ruhuna bürünürken türlü türlü öyküler
    Yazmaya başlamıştı o muhteşem eseri
    Bursa İzmit'ten sonra, varmıştı Trabzon'a
    Gürcü, Çerkez Laz’ıyla kalktı eller horona
    Her biri ay parçası sanki insan deryası
    Sultan Mehmet toprağı kemençede sevdası
    Sergüzeştim yol diye içip ab-ı kevseri
    Yazmaya başlamıştı o muhteşem eseri

    Elçi oldu bey oldu ham gönülde tevazû
    Dudağında yanardı bezm-i alem duâsı
    Seyrüsefer gönlünde tükenmeyen bir arzu
    Dem be dem duru berrâk gönlündeydi hülyâsı
    Azerbaycan, Gürcistan, Rumeli illerinde
    Tarihi resmeyledi her şey yerli yerinde
    Macaristan, Almanya; Sofya, Şumnu’yu gezdi
    Hakk’a döndü özünü fitne fücuru sezdi
    Dudağında yanardı bezm-i alem duâsı
    Dem be dem duru berrâk gönlündeydi hülyâsı

    Nil'de Kızıldeniz'de gönül olunca hemhal
    Kehribâr tesbih gibi süslenmişti hayaller
    Libya, Tunus, Yemen'de eyler iken hasbihal
    Reşha reşha yürekten yazardı billur eller
    Surlardan akar tarih bir zaman seferinde
    Seyahatnâme adlı nadide eserinde
    Bağdat, Kudüs ve Şam'da açılsa yine güller
    Düşlerim kanat kanat hemhal olsa gönüller
    Kehribâr tesbih gibi süslenirken hayaller
    Reşha reşha yürekten yazardı billur eller

    Efsunla billûrlaşmış inlerken çeşm-î bülbül
    Ölüm düşmeden cânâ varıp gitti Mekke’ye
    Zerreden âsumâna kokuyorken Kabe gül
    Tavaf etti say etti aşkla durdu vakfeye
    Çöllerin şafağından yüz sürdü kehkeşâna
    Kalpte yetmiş bin alem şahitti ihtişama
    Nakşedilmiş heceler sabırdı tevekküldü
    Ona rehberlik eden Habibimiz o güldü
    Ölüm düşmeden cânâ varıp gitti Mekke’ye
    Tavaf etti say etti aşkla durdu vakfeye

    V
    Can gövdeye konuktur tenden uçar tüm ruhlar
    Şefaatçin Habibim Kur’an rehberin olsun
    Dinlenir sükun ile mahzun kalb-i mecruhlar
    Gök kubbenin altında kabrin nur ile dolsun
    Bilmeyiz Çelebi'nin ne zaman öldüğünü
    Bu vatan toprağında nerde gömüldüğünü
    Ten toprağa düşerken zerresiyiz gubârın
    Âfâki tefekküre yakışır iştiharın
    Şefaatçin Habibim Kur'an rehberin olsun
    Gök kubbenin altında kabrin nur ile dolsun


    Leyla Gül Varoğlu

    Aminn.... Muhtesem bir eser, tüm kalbimle kutluyorum Leylâ hanim, Kütahya'li hemsehrim ünlü gezgin Evliya Çelebi ancak bu kadar güzel anlatilabilir, tebrik ve taktirlerimle, basarini kutluyorum... Sevgiler :)

    Secici kurula tesekkürler...

    Evliya Çelebi Hayatı, Evliya Çelebi'nin Hayatı

    25 Mart 1611'de İstanbul'un Unkapanı semtinde doğdu. Babası Derviş Mehmed Zilli, I. Süleyman’dan I. Ahmed’e kadarki padişahların kuyumcubaşılığında bulunmuş ve seferlere katılmıştır. Çelebi ailesi aslen Kütahyalı olup, fetihten sonra İstanbul'a yerleşmiştir.

    Evliya Çelebi, çok iyi bir öğrenim gördü. Önce mahalle mektebine gitti. Daha sonra Şeyhülislam Hamit Efendi Medresesi'ne girdi. Burada yedi yıl okuduktan sonra saraya özgü bir okul olan Enderun'a devam etti.

    Okul öğreniminin dışında özel hocalardan Kur'an, Arapça, güzel yazı, musiki, beden eğitimi ve yabancı dil dersleri aldı. Kur'an'ı ezberleyerek hafız oldu.

    Evliya Çelebi, öğrenimini bitirdikten sonra sarayda görev aldı. Yaptığı işlerle padişah ve devlet ileri gelenlerinin beğenisini kazandı.

    Evliya Çelebi, bu gezileri sırasında çok ilginç yerler gördü. Yeni insanlarla tanıştı. Birçok olayla karşılaştı. Karşılaştığı ilginç olayları okuyucuya anlatarak kitabına renk kattı.Gezileri sırasında birçok kez ölümle burun buruna geldi. Savaşlara katılarak hem savaşları hemde o yerleri anlattı. Gezmek için gittiği son yer Mısır oldu. 1682 yılından sonra vefat etti.

    Kaynak: http://www.harbiforum.org/turk-buyukleri/130127-evliya-celebi-hayati.html#ixzz2JMmqQWJd

    Cevap Yaz
  • Arap Kurt
    Arap Kurt 29.01.2013 - 10:54

    harika bir eser okudum
    bütün içtenliğim ile tebrik ediyorum
    saygılar

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 57 tane yorum bulunmakta