Merhamet dileyen aşkından ölse,
Üzülme haline vur kelepçeyi
O sevgisiz gönlün, vahasız çölse,
Tomurcuk gülüme, vur kelepçeyi.
Üç kıtada şanımız var,
Oğuz diye sanımız var,
Üç yüz milyon sayımız var,
Var kardeş var ya kardeş var.
Bu devir bana uymaz, ben uysam ziyandayım,
Sinemde alev magma, ruhen başka yandayım,
Kâh samın, kâh sabanın kol gezdiği andayım.
Mantığım veda eder, ruhum diretir hakta,
Ne ordayım ne burda varlığım muallâkta...
Erk emrinde alimlerin,
Vay hâline! Vay hâline!...
Kan dökücü zalimlerin,
Vay hâline! Vay hâline!...
Sen, bana güven dedin,
Yıllarca ümit verdin,
Habersiz çekip gittin,
Vefasız unutma sen,
Terk edilir, terk eden..
Hiç önemi yokmuş verdiğin sözün
Yalanın üstün yatmışsın belli..
Geldim pınarında kalmamış izin,
Umarsız gönlünden atmışsın belli...
Bakarsa insanlar, Müslüman gözle,
Sayısız mesajlar görür şekilde.
İzafi güzelden Mutlak Güzel'e,
Giden yolu arar yollar içinde.
Aşıklar gönülden bağlı olurlar,
Vefayı bilenler, vedayı bilmez.
Sevdiği uğrunda yaşar, ölürler,
Vefayı bilenler, vedayı bilmez.
Yazdıklarım sıcak kahır tütmekte,
Adressiz mektuplar gibi gitmekte.
Vicdanım, aklıma sitem etmekte,
Dilsiz şeytan mısın, yazsana diye?
Dillerde yarım şarkı hakkı hukuku anmak,
Vicdanlarda kirlenip yasalarla aklanmak.
Dokunulmazlık zırhı arkasına saklanmak,
Vicdanlarda kirlenip yasalarla aklanmak...
Merhaba Özcan abi. :) kaleminize hayran kaldığımı belirtmek isterim. Kendinizi tanıttığınız bölümdeki yazıyı da ayrıca çok beğendim.