Doğu Türkistan yaram,
Karabağ, bahtı karam,
Kerkük, Musul ağlarken,
Haram, uyumak haram...
Talih kuşu döndü geldi başıma,
Gönlümde inmeyen, hasret bayrağı.
Uzaklardan çıktı geldi karşıma,
Gönlümde inmeyen, hasret bayrağı.
Kırkikindilerde, zemherilerde,
Hasreti çalıyor saat kulesi.
Şakağıma kurşun gibi, ilerde,
Hasreti çalıyor saat kulesi.
Sıladan gurbete yelken açarsan,
Hasretlikler büyür kırık kalbinde.
Baba ocağından şehre göçersen,
Hasretlikler büyür kırık kalbinde.
Havada vurmadan, tavada yiyen,
Yarını bu günden satmışa döner.
Ahlaka çok eski bir masal diyen,
Buhran, bunalıma batmışa döner.
Kırmış, incitmişler seni övmeme,
Hayalin yetmiyor, aklın yetmiyor.
Seni senden bile fazla sevmeme,
Hayalin yetmiyor, aklın yetmiyor.
Dönüp dolaştığım bunca yollara,
Çok çabuk tükettik tüm sevgileri,
Hayatın toz pembe olduğu çağda.
Harcadık, hoyratça tüm övgüleri,
Hayatın toz pembe olduğu çağda.
Özünden habersiz yâda hayranlık,
Hayatta yabancı bir düşmanım yok,
Hepsiyle çay, kahve içmişliğim var.
Zamansız itiraf çok pişmanım çok,
Hepsiyle dostluğu seçmişliğim var.
Gelince çoğaltmayan, azaltamaz gidince,
Siz sağlıcakla kalın, haydi bana eyvallah!..
Kararımı vermeden düşündüm ince ince,
Siz sağlıcakla kalın, haydi bana eyvallah!..
Sever hamaseti ta ezelden halk,
Az kaldı menzile haydi bi gayret!
Büyüt yalanları kalk ayağa kalk,
Az kaldı menzile haydi bi gayret!
Ölmüşlerde diri taklidi hayret!...
Merhaba Özcan abi. :) kaleminize hayran kaldığımı belirtmek isterim. Kendinizi tanıttığınız bölümdeki yazıyı da ayrıca çok beğendim.