Kahkahalar dökülürdü dudaklarından
Seni her izlediğimde yudumlardım
Tenini koklardım açtırdığın baharlarından
Aldığım her nefes içinde sen vardın
Rüyalarımda koşan atların yelelerindeydin
Kuytularında öpüşürdük yaz bahçelerinin
Sepetlere dolarken dolgun iri kirazlar
Sanırdık gençlik ateşi sönmez hiçbir zaman
Aşıktık, bulutlardaydı serenatlarımız o yazlar
Dans edip eğlenen bizdik sabahlara dek
İçimde bir cam düştü
Kırılan bu can düştü
Sarsıldı garip gönlüm
Gönlüme hüsran göçtü
Sırça köşküm dallandı
Bir duman sarar geceyi karanlık
Gündüz düşleri düşer rüyalarıma
Ay da yok, güneş de yok artık
Bense hem var hem de yokum
Şükürler olsun beni saran sanrılarıma
Yavaş yavaş örer ağını kader
Bu düzen böyle gelmiş böyle gider
Solar yaşam dolu çiçekler
Gün gelir hepsi için teker teker.
Işıklar donuklaşır, kararır her yer
Bir hikayeydi bizim aşkımız
Sonuna gelinmiş gibi
Sanki bilinmiş gibi
Kimi satırları silinmiş gibi
Bir melodramdı bizim aşkımız
Neydi değişen bende bilmem
Kuruyan gözyaşlarım durmuşa
Akmayan nehirler mi içimden
Gülen gözlerim gülmez olmuşsa
Ben miydim, sen miydin neden
Toplum ozanıydı karınca kaderince
Söyletmezler istese de yeterince
Sıra düzenin kuşkusuna gelince
Tam yüküyle yüklenmişti o
Yazdıkça kalemi, açıldıkça sıralar
Kaldırım kırıklarında süzülsem
Damla misali
Dalsam karanlıklarına mazgalların
Güneş semalarında görünsem
Yaprak misali
Yansam doruklarında rüzgarların
Evimi özledim
Tenini özledim
Özledim ellerini
Senin gülüşmelerini
Senin sevişmelerini özledim
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!