Oldukça sessiz, oldukça yalnız derince
Kumrular suskun dallarda güz gelince
Meydan çeşmesi ağlıyor biteviye kendince
Sahaflar açarken perdesini yine yeni güne
Dükkanlar göz kırpar meydandan öteye
Yalın ayak yürüdük sahilde
Dalgalardan sekerken el ele
Martılar bile susmuşlardı
Aşkımızı sayarken ayak izlerimizde
Yosun kokusu içimizi sararken
Yaşamın tozunu silip üfledim
Altındaki şiire vardım
Düşünüp kendimi dinledim
Şiirle derin akan sulardım
Kuytularında öpüşürdük yaz bahçelerinin
Sepetlere dolarken dolgun iri kirazlar
Sanırdık gençlik ateşi sönmez hiçbir zaman
Aşıktık, bulutlardaydı serenatlarımız o yazlar
Dans edip eğlenen bizdik sabahlara dek
Hani koş demiştin ya
Aşk pınarına
Hani iç deniştin ya
Kana, kana
Bense hala buradayım
İnansam da sana
Evimi özledim
Tenini özledim
Özledim ellerini
Senin gülüşmelerini
Senin sevişmelerini özledim
Uzaklarda olunca ben
Dalgalı mı düşüncen?
Hem gözden ırak yaşarken
İçin titrer mi özlem ile?
Dünden akanları bırak derdin, bugüne bak
Nedir senin derdin, dünü dünde bırak
Okunacak sayfaların önünde, okumana bak
Eski yapraklar dünde, solmuş sarararak
Oysa sen bugün dünün hayalindesin
Özür diliyorum aldığım nefesten
Çıkardığım en duyulmaz sesten
Sudan, topraktan, ateşten
Beni ısıtan güneşten
Özür diliyorum kendimden, senden
Toplum ozanıydı karınca kaderince
Söyletmezler istese de yeterince
Sıra düzenin kuşkusuna gelince
Tam yüküyle yüklenmişti o
Yazdıkça kalemi, açıldıkça sıralar
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!