Ufak bir baskı hatasıydı yalnızca
Yazarın dalgın zamanına denk gelen
Mürekkep bulaşmıştı oraya buraya
Kalemini özensizce titretirken
Yanlış zamanda sürülmüştü piyasaya
Bu şehrin yabancısıyım
Ömrümün yalancısıyım
İçimin derin sancısıyım
Kuytularda sor beni
Yokluğumda ararken
Senin yolunda düşlere dalmıştım
Gönül çıkmazında şaşıp kalmıştım
Aşkımın bestesini ellere salmıştım
Gönlünü gönlüme koymamışsın ki sen
Canım feda edip canına katmıştım
Sahile ermek için kabarıp coşan
Denizleri aşarken ufuklara koşan
Görünmezlerdeki dalgakıranlara ulaşan
Vurulup kırılan dalgalar gibiyim
Bulutlar misali mavi göklerde süzülen
Bir hüzün salıvermiş saçından bir perçem
Oysa ben neşe dolu olsun isterdim bahçem
Bir tanem, güzelim, bebeğim hep gül sen
Ömre bedel olsun, yaksın dünyayı bir busen
Bir çan sesi gelecek minareden
Bir kilise ezan sesi fısıldayacak
Martılar şaşkın uçacaklar
Ama belki o gün insanlar
İnsan olduklarını anlayacaklar
Bir ninni söylendi dudaklarımda
En tatlı duygular içersindeyim
Doğum gününü bekliyorum heyecanla
İsmini mırıldanmaktayım güzelim
Zengin mutluluklar bebek sana
İnan seni cenım kadar seveceğim
Yapraklar dökülüyordu
Sarı sarı yerlere
Onu bekledim burada
Tutmak istedim ellerini
Ama nerede nerede?
Dakikalar sanki aylar gibi
Günler günleri takip etse de
Mevsimlerin en güzeliyse de bahar
Sonbaharı da var, kışı da ömrün
Her batan güneşle, batan canlar var
Usulca, pembe yanaktan
Bir karanfil kokladım
Gül yapraklarıydı elleri
Dayanamadım topladım
Söylediği her sözü
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!