Dağların kokusu benliğimde
Nefes alıyorum derin derin
Yaşıyorum ben gönlümce
Kırlar, ovalar, çiçekler benim.
Kah tren düdüğü sessizliği bozuyor
Kara kalem coştu, akıl buna şaştı
Eller koştu kalem kağıda bulaştı
Düşünceler kulağıma sırnaştı
Yazıp durdum ne bulduysam önümde
Geceler sabahı arar mı dersin?
Yoksul yalnızlık kalbimi sarar mı?
Dökülen yaşın azı karar mı dersin?
Gündüzün umudu acıma yarar mı?
Giden sevgili beni sorar mı dersin?
Dalında dururken sulu elma
Hele bir bilen demişken “Hey alma! ”
Senin neyine gerek Adem
“Dur şeytana kanma! ”
Daldan sallanırken bilgi
Benimle kaçar mısınız
Yalandan, dolandan, riyadan?
Uçar mısınız benimle
Uzaklara bu zavallı dünyadan? .
Cesaretiniz var mı sizin
Hergün gösteride coşar
Mutlu mudur palyaço?
Neşe içinde çocuklar
İçin için ağlar palyaço.
Gösteri sürecek yine de
Bakıp da bana neden hep şaşıyorlar
Yüzünden düşen artık bin parça diyorlar
Sorsam onlar kalplerinde ne taşıyorlar
Neler çektiğimi anlasalar da bilmiyorlar
Neden hiç gülmediğimi soruyorlar
Aşk zamanla solar diyorlar
Süpürür rüzgar sevda kuytularını
Onlar hiç sevmemiş, hiç bilmiyorlar
Serin esintisi sarar duygularını
Avutmayın hülyalarla kendinizi
Bir dolunay düştü hatıra defterimden
Şimdi soğuk ve yakıcıyken elimde.
Bir dolunay zaten nereye gitsem kalbimde
Bir dolunay sisler içersinde, gömülmüş kabrimde
Ateş kokan nehirlerde yüzenler nerede?
Duvarlara yazdı kelamını
Boyalarla aştı isyanını
Gecelere astı feryadını
Duvarlarla bütünleşti, özgürleşti o
Gökyüzüne saldı kuşlarını
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!