Hayatına adım atmak
Cesaret ve adam işiydi
Sessizliğe bürümüş bir yalnızlık değildi sadece
Bekleyişin
Bir pencere kenarında yol beklerken
Ömrünü yolcu etmiş bir yorgunluktu beni bekleyen
Yıkık bir kentin evsiz çocukları gibiyiz
Kederden bir ıslıkla türkü tutturmuş
Her ayrılığı kendimize hak bilmiş
gönül hanemize kazımışız
Umut denen illeti
Ve onunla tutunmuşuz
Yokluğuna sığındıkça var oluyor benliğim
Bu öyle hasretle özlemle anlatılır bir şey değil
Utanılacak bir his hiç değil
Sığındıkça limanına dalgakıran şefkatine yeniğim
Ayazda kuş tüyü yorgan içimi ısıtan bir umut
Ilık ılık esen yelde burnuma dolan kokun
Yokluğunu daha çok seviyorum
Seninle kavga etmeden
Kaybetme korkusu yaşamadan
Kıskançlık krizlerine delirmeden
Kendimce yaşayıp gidiyorum
hayatımın merkezine oturuşunla
Yokluğunu daha çok seviyorum
Seninle kavga etmeden
Kaybetme korkusu yaşamadan
Kıskançlık krizlerine delirmeden
Kendimce yaşayıp gidiyorum
hayatımın merkezine oturuşunla
Yokluğunu daha çok seviyorum
Seninle kavga etmeden
Kaybetme korkusu yaşamadan
Kıskançlık krizlerine delirmeden
Kendimce yaşayıp gidiyorum
hayatımın merkezine oturuşunla
Böyle olmayacak anladım
Önce yokluğunu yok etmeliyim
Sonra dönüp önüme, yoluma gitmeliyim
Öyle ya dünyaya yön verenler, intizam sağlayanlar
Ölümün öldürenler değilmiydi
Üstelik benim Dünyayı kurtarma yada yön verme gibi bir telaşım da yok
Sevilmemiş çocuklar gibiyiz
Savrulmuşuz herbirimiz bir yana
Ezilmiş, yok sayılmış benliğimiz
Aklımızda umudun kırıntısı yok
Kursağımız cebimizden daha boş
Başımız dertten kurtulursa da arada
Orta yolu bulduğum durumlar var,
incitmeden, kırmadan dökmeden
birde yol bulamadığım
İncindiğim, kırıldığım, tarumar olduğum.
Yol yakınken gitmeli insan
Mesafeler yorar,
Hasret biriktikçe silinir birer birer
Önce, yüzün gülüşünde kaybolur.
Sonra sesin soluğuma karışır
Alması güzel, vermesi zulüm.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!