Sonra dönüp kendime soruyorum
Ey gönül
Kimin kaybettiği mutluluğa talipsin
Bu kör zamanda
Ahı alınmamış aşk
Kabuk bağlamış yara kaldı mı
Neydi benimle alıp veremediğin yar
Kelebek olup uçmasamda
Korunaklı Kozamda mutluydum
Rüzgar gibi esip geçtin hayatımdan
Şimdi onca kederi, onca hasreti
hangi kanat taşısın
Siz birine ömür adarsınız
Kıymet bilmez
O, biri zaman ayırdı diye sevinir
Hayat işte
Her şey layığınca
Babadan miras göğsümdeki madalya
İnaç, töre, gelenek
Adı her neyse işte
Bir kaftan uydurdular üstüme
Bana sormadan
Bedenime geniş ruhuma dar
Merhaba
Yazılmamış şiirin yorgun nakaratı
Adı dilimin, sevdası gönlümün hoş sadakati
Okunmamış türküm, görülmemiş rüyam
Kurulmuş, kurgulanmış hayalim
Mutlu sonla bitmeyen masalım
Yarası yarama denk mi
Acısı acıma mihenk mi
Yaslasam sırtımı çeker mi
Sorgusuz sualsiz sever mi
Hangi mucizeye adını versem
Münzevi bir çığlık gibi yankılanırsın
İnce sızımda.
Pek muzdarip bu halim benden
Ne varabildim kıyına ne vazveçebildim.
Bakmayın
herkes kendi karanlığını yaşar
Kendi ışığında aydınlanır
Başkasına aydınlık görünen ne kadar eksik, tamamlanamayan yanımız var
Güneş herkese eşit doğmuyor
Kimine gölge olur, kimini yakar kül eder
Dramatik bir yalnızlığın pençesinde insanlık
Ne istediğini bilmeyen bir kitleye
Efendileri tarafından dayatılan bir yaşam
Herkes mutluluğun anahtarını başka bir elde arama telaşında
Herkes mutluluğun anahtarını başka bir elde arama telaşında
Asıl yalancılar ellerinde cennet anahtarıyla dolaşanlardı
Mutlu seneler
Irağım, yakınım
Sağım solum
Yanım yörem
Hüznüm kederim
Özlemim hasretim
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!