İçim kayıp bir şehir yitiğine yabancı bir kor
Karanlık dar sokaklar, loş, küf kokulu evler
Su tutmaz ışık geçirmez bir kevgir gibi yüreğim
ucuz bir meyhaneye kiralık akşamda kalma kafam
Başım boşlukta gönlüm yalancı bir hoşlukta
Yoluma boyuna sahte kervanlar dizilir
İçimde derin bir karanlık var
Dikiş tutmaz haldan anlamaz
Acımasız, korkutucu
Düşen kurtulmaz yok olur gider
Susmam, kedere boyun eğmem
Bir yanağıma vursalar öbürünü çevirmem ondan
Mühürlenmiş kalpler
Nasır bağlamış vicdanlar
Hakikate kör sağır dilsizler
Paraya tutsak köleler
Vicanların cepte taşındığı
Sıradan insanların sıradışı ahmak ve ahkâm yaşamları
Herkesi sana benzetir oldum bu aralar.
Hafızamda silinen suretin den mi
Geçmeyen hasretinden mi
Çıkaramadım.
Oysa ben yaralı bir serçeyim
Uçmaya mecalim yok
Ben kimim
Kim bu İçimde tariften uzak yol yordam bilmez bezirgan
Alır başını gider kafasına estikçe
Ne yurt bilir ne töre
Baktığım hiçbir Aynaya sığmaz suretim
Dar gelir Bedenime biçilen kaftan, atlastan libas
Kimi sevsem sana benziyor
Herkeste bir şeyini unutmuş
Öyle gitmişsin
Kiminin kirpiklerinde hüznünü
Kiminin masum yüzünde gülüşünü
Kiminde uslanmaz çocuksun
Kimse kendisine benzemiyor
Zaman denen değirmende
Ölüler öğütülüyor artık
Aynadaki yansımaların hepsi yalancı
Kimi içine gömmüş kederi
Yüzünde hazan mevsiminden kalma acı tebessüm
Kandırmayalım birbirimizi
Kimse bırakıp gittiğimiz yerde
Bıraktığımız gibi değil
Ya yorgunluk gözkapaklarına yuva yapmış görmüyor
Hasrete nasır bağlamış yürekleri geri geleni
Yada gideni aratacak bir gelene yelken açmış
Kimse ölmez ötekinin yerine
Aşk iki
Ölüm tek kişilik
Bir mezera bir maktul
Bir kalbe iki sevda fazlaysa
Kurban İbrahim
İçimde, yaşamayı arzulayıp yaşayamadıklarımın
Düş kırıklıkları
Bir yol halledip yaparım dediklerimden
Fersah fersah uzakta hayatı izliyorum
Kimseye gül serpili yollar vaad eden yoktu biliyordum
Ama yolumun cam kırıklarıyla döşenmiş olması içimi acıtıyor
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!