Hayatın boyunca
sadece evinle ilgilendiysen
işine gücüne akıttıysan bütün enerjini
ve etrafındaki o kitleye...
sadece zevklerin peşinde
Ezilirken altındakiler
ve sen;
tamamen onları kendine temel ederek yükselmeye çalışırken
bu koca, çarpık binanın
nasıl ayakta kalmasını beklersin! ?
Sarmışken
ele geçirmişken kızgın alevler
merhametini bile
kardeşin kardeşe,
buzlanmışsa tepeden tırnağa
Ne Saylan'lar
ne alimler,
ne yüceler,
saf kişilikler çamura bulandı
üzerlerine kızgın alevler
zehirli sular damga edildi bizde...
Hepsinden vaz geçtim.
Doğadan, hayvandan, ağaçtan
sudan, dereden, denizden, adalardan.
Gülen insan yüzlerinden
acı çeken aç çocuklardan
En az bir şerefsizin
kıçına ot tıkama şansı varsa delikanlının;
ne büyük mutluluktur bu hayata
o doğruluk hırsı dolu gözlerle
veda etmesi! ..
Ne hazin bir durumdur
'insanlık', 'cesaret' ve 'gönül' adına:
Zamanın İnsanının Kitabına uyup da
verilen bir masum 'selam'a
atılan bir e-postaya
gülümseyen bir çift dudağa ve
Neden paranoyak olmayım? !
Kimsin ki? !
bana öğüt yağdırıyorsun?
bakımsızlaşmış
muşmula olmuş yüzün
İnsanı ezip ezip,
kendilerine mecbur olduklarını hissettirip,
Eski Mısır'daki köleler gibi
sırtlarına o biçim yükler yükleyip
ve de sorumluluk vermeyip,
ancak hataların faturalarını yine onlara çıkartıp,
Ne oldu dostum?
çok mu yükseldin?
bir yerlere mi geldin üç günde?
yalanları mı yuttun?
ve ben şimdi sana göre
Ben şairim demeyi şiirleriyle gösteriyor..Okuyucunun önüne serdikleri 'evrensel gerçekleri [miz]..okudukça
unuttuğumuz isyanları yeniden hatırlıyoruz..Gerçeği
sofraya koyup yüzleşme gücün varsa al ne kadar lazımsa diyor. Sesi ilginç metalik bir ses gibi geliyor kulağa..Doğal desek sahte to ...