Malum
son yıllarda
”herbalism” trendiyle
bitkisel şifa dürtülerimiz de motive edilmeye başlandı ya;
artık sebze-meyve muhabbetlerde son moda
”Ayy! Brokoli ve domates erkekliğe çok faydalıymış;
Dünkü aptal yöneticinin
iptidai
prosedürsüz
işi tanımayan müdahalelerini,
bütün haftanın iş stresini,
birbirine karışmış,
Yaz oldu diye her yer şenlenir
etekler kısalır
bacaklar, ayaklar açılır
yüzler daha bir gülümser güneş ile
herkes daha mutludur nedense? ..
Hep sorarsan
bu yolda ilerlerken;
akıl verenin, gürültü yapanın
laf salatan çok olur.
kelimeler başının üstünde uçuşurken
Olsun be! Gitsin gençlik!
dert etme!
gerekirse yeni vücudumuzla, yeni beynimizle
sonsuza biraz daha yaklaşmış ruhumuzla
ileri yaşlarımızı da karşılarız, ne olmuş! ?
Benim o dağlanmış,
sonra yavaş yavaş ısıyı içine sindirmiş
o deli gönlümde
herkese yer açtığım gibi
arizagorseller.blogspot.com isimli evimde de
her tür güzelliğe, çirkinliğe,
’İlham baharla gelir’ diyenler ne çoktur.
Peki
o soğuk, ıslak, karanlık günlerinde
burnumuza, keskin kokusuyla
dağların tazeliğini getiren,
Yıl 2007; Ekim ayı ortası...
Ülkede durumlar gitgide karışmış.
Alınan Nobel Ödülünün nadir yaşanan sevinci ile
kapkara Ermeni lekesi birarada
sofralarımıza, yataklarımıza, işlerimize girmiş...
Ne olur beni duyun!
burada sevin
burada harcayın
burada burnumu sürtün
burada harcayın emeklerimi
yeteneklerimi hiçe çevirin
Hiçbir “üstat” görmedim ki;
karşıma geçip, oturmasına fırsat verdiğimde ve
bir bardak çayımı ikram ettiğimde;
bir noktadan sonra
-belki kendi de fark etmeden-
”lider”miş gibi benim de üzerime
Ben şairim demeyi şiirleriyle gösteriyor..Okuyucunun önüne serdikleri 'evrensel gerçekleri [miz]..okudukça
unuttuğumuz isyanları yeniden hatırlıyoruz..Gerçeği
sofraya koyup yüzleşme gücün varsa al ne kadar lazımsa diyor. Sesi ilginç metalik bir ses gibi geliyor kulağa..Doğal desek sahte to ...