'Kadere kafa tutmak her yiğindin işi degil bu...'
demiş Fatoş Kadın bir şiirim için.
'kafa tutarken' öyle bir kibardım, rahattım ki
bu açıdan bakmamıştım!
hatta kafa tuttuğumu bile bilmiyordum
sadece samimiydim!
Dedi ki zenci düşkünü:
'Mümkün değil seninle olamam bugün,
antrenmanım var! Mümkün değil! '
Dedim ki:
'Hay başlayacam senin verdiğin söze!
Türk kızlarının aslında
günümüzde olduğu gibi,
ikidebir
giydikleri kısa belli pantolonlar yüzünden
komik şekilde ellerini arkalarına götürüp,
üzerlerini
Alışırsın dostum alışırsın
hiç merak etme!
Köpeklerin havlamalarına da,
çakalların yanaşmalarına da,
kokarcanın kokusuna da alışırsın...
Hayatın sadece güneşini, pırlantasını
ipek kumaşların tene dokunuşunu
kırmızı güllerini
sahilde parlayan sularını yazsaydık;
gününü çöllerde, kirlerde
tozda-toprakta
Haftasonu...
Plaza Piçi
nasıl olduysa birkez daha
hem de sabahtan dışarı çıktı.
vapura binip
Şairler Toplantısı için Kadıköy’e gitti! ?
Neden kaçarsın ki?
o sen değil miydin?
ortak değil miydik bu yola çıkarken?
yoksa hiç çıkmadın mı benle aslında yola da,
bana mı öyle pür telaş
hazırlıklı göründün?
Bir rahatsızlığın, takıntının, deliliğin
görülmemiş bir sapkınlığın müdahalesiz resmidir şiir
çoğu zaman onu yazan şair için.
hep güllük gülistanlık olmaz hayat
ve arızaları sık görür şair.
bazen etrafta, bazen kendinde...
Şov olmaz her zaman yaptıklarımız
hit şarkılar iyi gelmez her zaman kulağa
aldatır anlık yükselişler
ruhta da, bedende de
hatta kültürde...
Bir kadına güzel bir şiir yazdığında şair
acaba kadın mı o şiiri hak etmiştir
yoksa
şair mi o kadına o şiiri yazmayı hak etmiştir?
Bence şair hak etmiş olursa
Ben şairim demeyi şiirleriyle gösteriyor..Okuyucunun önüne serdikleri 'evrensel gerçekleri [miz]..okudukça
unuttuğumuz isyanları yeniden hatırlıyoruz..Gerçeği
sofraya koyup yüzleşme gücün varsa al ne kadar lazımsa diyor. Sesi ilginç metalik bir ses gibi geliyor kulağa..Doğal desek sahte to ...