Bazen özenmiyor değilim.
Öyle güzel
ağdalı, oyunlu, süslü, makyajlı
'yeni gelin' gibi özenle çözülmeyi bekleyen
şiirler yazıyor insanlar.
Seni biriktirdim
onu biriktirdim
sizi biriktirdim
ve hatta defalarca
kendimi biriktirdim.
Kendini sadece
kelime-kelime, gıdım-gıdım
minimize ufak adımlarla ilerlemeye,
uzun cümlelerle uzun ifadeler yaratmaya fırsat vermeden
kesintili yüzeyselliğe alıştırmış,
törpülemiş zavallı MSN düşkünü
Çiçeklerle bezenmiş kırda gezinirken
mis kokular içinde
birden elimize batan
aklımızı başımıza getiren kaktüsün iğnesi değil midir Argo?
Bakışlarımızı dinginliğin sarhoşluğundan
Griler, yeşil derililer,
Zeta'lar, Orion'lular dedik diye
bütün bilinç odacıklarımı onlarla doldurdum,
içeride safsata dolu alemler yaptığımızı zannetme kardeş!
Ben sadece, Evren'de
Durumu ne olursa olsun 'şair'in
güzel iletiyorsa acısını, sevincini
perişan, dumanlı, alkollü gecelerini
dermansızken elleri
yine de tutuyorsa o kalemi
Hani çok boşalır ya bazen insanın aklı,
hiçbir şey istemez ruhu,
hani yerinden kalkmak, gülmek,
muhabbet bile etmek gelmez ya içinden;
işte o zaman içinden Baş Mimar'ın adını geçir
geçirebildiğin kadar
İnsan güldümü
karlı tepeden kızaklarla aşağı kayan çocuklar gibi
bırakıvermeli kendini sağa sola tam net bakamadan.
ancak o zaman doğal olur
hesapsız olur
bir şeylerden dolayı değil
Bütün bu Yalan Küre'deki
eskimiş, bıkmış bedenler ortadan kalktığında
yalan'a artık gözler -kör- olduğunda
uzun diller yutulduğunda
ve semirilecek et kalmadığında
Malum
son yıllarda
”herbalism” trendiyle
bitkisel şifa dürtülerimiz de motive edilmeye başlandı ya;
artık sebze-meyve muhabbetlerde son moda
”Ayy! Brokoli ve domates erkekliğe çok faydalıymış;
Ben şairim demeyi şiirleriyle gösteriyor..Okuyucunun önüne serdikleri 'evrensel gerçekleri [miz]..okudukça
unuttuğumuz isyanları yeniden hatırlıyoruz..Gerçeği
sofraya koyup yüzleşme gücün varsa al ne kadar lazımsa diyor. Sesi ilginç metalik bir ses gibi geliyor kulağa..Doğal desek sahte to ...