Hayat söyler, biz yazarız.
Kaleme alınca, kulaklara hoş gelir
en sıradan şey bile...
Kimi zaman
herkesin başından geçtiği halde
Lan genç kanki!
senin dilin, parmakların
ekrana bakan o pörtlemiş gözlerin
hepsi birden kıçına mı kaçtı
yoksa MSN'ine mi kaçtı? !
Kanımla yazacağımı bilsem son şiirlerimi
ömür törpüleyen romanlarımı;
yine de eline düşmem
yoluna girmem
yanına yaklaşmam
senden medet ummam.
Ayaklarını uzatıyorsan pufuna sıcacık salonunda
televizyona karşı,
yanında bir bardak çayın veya içkin varsa,
hele bir de güzel bir film...
Tropikal, balta girmemiş ormanlar arasında
Yok yok
kesinlikle insan birşeylerin müptelası olarak yaşıyor.
Zaten birşeylerin müptelası olmayanlar çoğu zaman
programsız, amaçsız ve istikrarsız çıkıyor
bunalımlara sürüklenebiliyor...
'İşlerin işleyişi' öyle bir değişmiş ki artık
hayret etmemek mümkün değil!
ortam salak olmuş! ..
'nasıl yapıldığı' değil,
'kime, hangi kanalla yaptırıldığı' konuşulur olmuş!
Birleşin ey şairler!
anlamayacak yoksa dünya güzelliği
güzel olunması gerektiğini! ..
Ayrı çatılar altında pişse de yemekler
ayrı ofislerde çalışsa da bu kafalar
Önce manevi bir mail gruba kaptırdım gönlümü.
Kızıştık, dellendik, dumanlandık
aşkla dolduk, ateşlendik
ağladık, yardımlar ettik
gönüllerimizi bir ettik.
Öyle çok birikmiş ki yıllardır
şairlerin içindeki volkanlar,
öyle çok dolmuş ki içlerinde
hareketsiz seller
ezik, acılı, kin-hiddet yangınları;
Sanatıyla
yazdıklarıyla, çizdikleriyle
ürettikleriyle değil de,
tabancasıyla-tüfeğiyle
kaç adamı tehdit ettiğiyle
kimleri kollayıp
Ben şairim demeyi şiirleriyle gösteriyor..Okuyucunun önüne serdikleri 'evrensel gerçekleri [miz]..okudukça
unuttuğumuz isyanları yeniden hatırlıyoruz..Gerçeği
sofraya koyup yüzleşme gücün varsa al ne kadar lazımsa diyor. Sesi ilginç metalik bir ses gibi geliyor kulağa..Doğal desek sahte to ...