Bütün bu 'kalantor ayılar'
dalkavuklar, yağcılar
kalpazanlar, gaspçılar
maddenin etrafında 'fırıldak' olmasalardı,
ve anneden doğan o zavallı bebek
'yanlışlar'la yoğrulmasaydı
Ölümü en rahat isteyebildiğim,
hatırlayabildiğim yerdir evim.
Kendime, özüme,
nedenime, başlangıcıma-sonucuma
samimiyetle yakınlaştığım yer...
Seninle konuşmak zorunda...
Aradığında;
ortak anılarınızdan gelen o sıcaklığı
benliğinde yeniden uyandırıp
o günlere gitmek zorunda...
Hani şu bilgilenmeyi, hayatın derinliğine inmeyi
insanlığın bilerek üstü karalanmış gerçeklerini araştırmayı
inancı yorumlamayı
ve kendine bu zincirde yer tayin etmeyi
kendine yediremeyenler var ya;
an gelecek
O siyahlı beyazlı, bir örnek paketlenmiş
-zıp zıp zıp-
yürümeyi bile doğru dürüst bilmeyen
koşmayı, sporu çoktan unutmuş 'penguen'leri gördükçe
gülesim gelir! ..
Ejderha:
”insan” olarak yaşadığım sürece
hep gördüm bunu
düzgün bir şeylerle uğraşıyorsan
özellikle doğruyaysa rotan
adımların “emek” içeriyorsa
Başka bir şekli olmalı;
bir şeyler oluşturarak
şekil vererek
ya da yaratarak...
hep değiş-tokuşla geçinmemeli bazı insanlar.
Bizim ülkede
dost kazığı ve ortak dolandırma makbuldür!
İster yıllarca aynı tabaktan yemek yiğin
hatta gecelerce aynı yatakta yatın;
mutlaka bir gerekçe bulunur ve
kazıklanırsınız allı-pullu!
O kadar güzel ki
o kadar ince, hafif
bir kadın dokunuşu gibi ki;
yerine hiçbir şeyi koyamıyorum.
şair dostların o yumuşacık 'tebrikleri'
Dini apayrı bir yere kapatmışlar
hapsetmişler
üzerini de kilitlemişler kapının.
Tamamen kendilerinden ayırmışlar;
adına da 'saygı' demişler.
Ben şairim demeyi şiirleriyle gösteriyor..Okuyucunun önüne serdikleri 'evrensel gerçekleri [miz]..okudukça
unuttuğumuz isyanları yeniden hatırlıyoruz..Gerçeği
sofraya koyup yüzleşme gücün varsa al ne kadar lazımsa diyor. Sesi ilginç metalik bir ses gibi geliyor kulağa..Doğal desek sahte to ...