Yapma!
bu kadar da acımasız olma!
bak
yerimden kalkamıyorum
sana yaklaşamıyorum
doğru dürüst, alenen dokunamıyorum!
Sana asılmak
amaçlıca iltifat etmek
gözüne girmek için gözlerinin içine bakmak ne haddime! ?
sadece doğruya doğru;
aşırı güzelleşmişsin! ..
Sık sık olmasa da;
sırf başka bir yerden olduğunu,
buraya ait olmadığını,
aynı şeyleri yiğip içerek
aynı sıvılardan içerek
ve aynı duyguları kullanarak mutlu olamadığını,
Bir çöpçü,
geceyarısı sokaklarda kamyonla dolanırken
çöp kutularını nefretle ve isteksizce boşaltıyorsa,
yüzü o çöplerden daha pisse,
iş saatleri içinde bir temizlikçi
Metalik gri, pırıl-pırıl
yeni model bir BMW’de idi...
Tem, o Pazartesi sabahı yine inanılmaz bir yoğunluktaydı.
Hızımız ancak 20-30...
şoförün camı açıktı.
Ne oldu, bilmiyorum? !
göğüslerimde fena bir acı…
ama şu an bana kalan
sadece bir kalıntı, bir iz, derin sızı…
belli ki bir zamanda, bir yerde
çok fazlası yapılmış… hatırlayamıyorum? ..
Sakalları 3 günden fazla uzatmamaya
dişleri günde en az 1 kere yıkamaya benzer,
yatak odasında
günden güne, üst üste biriken çamaşır dağları
ve mutfağında kat kat çöp naylonları yaratmamaya benzer
Bütün bu 'kalantor ayılar'
dalkavuklar, yağcılar
kalpazanlar, gaspçılar
maddenin etrafında 'fırıldak' olmasalardı,
ve anneden doğan o zavallı bebek
'yanlışlar'la yoğrulmasaydı
Ölümü en rahat isteyebildiğim,
hatırlayabildiğim yerdir evim.
Kendime, özüme,
nedenime, başlangıcıma-sonucuma
samimiyetle yakınlaştığım yer...
Seninle konuşmak zorunda...
Aradığında;
ortak anılarınızdan gelen o sıcaklığı
benliğinde yeniden uyandırıp
o günlere gitmek zorunda...
Ben şairim demeyi şiirleriyle gösteriyor..Okuyucunun önüne serdikleri 'evrensel gerçekleri [miz]..okudukça
unuttuğumuz isyanları yeniden hatırlıyoruz..Gerçeği
sofraya koyup yüzleşme gücün varsa al ne kadar lazımsa diyor. Sesi ilginç metalik bir ses gibi geliyor kulağa..Doğal desek sahte to ...