Kim olduğunun
ner'den geldiğinin
kimlere sırtının dayandığının
gücünün yeteneklerinin neler olduğunun
hiçbir önemi yok...
Fakir ölür
gitmez cenazesine
yakınlarından başka kimse.
Mevkiili ölür
binlercesi doluşur
Hayatı okursa insan;
elleri, kalemi hiç boş kalmaz
hatta ağzı bile devamlı doludur
yanakları şişkin...
Devamlı ekmek yer.
Hay şu, insanlar arasında
-hatta hiç utandaman-
aileler arasında bile boy göstermeye cüret eden
çirkin, iğrenç, pis kokular salan
kokuşmuş, adiliyetsiz, imansız “politik oyunlar”! ..
Haksızken bile
yaptığımızda ters hareket
üstüne
küfürle, serzenişle dalarken birbirimize
haklıymış gibi küstahça
savunurken yine hakkımızı
Yine sabah çayı bok gibi!
Kahve desen o da kof...
En baştan evden yemişiz kazığı.
Ben;
hepsinden beter
Tatlıların hepsi güzeldir
hatta bazıları sizin için 'en güzel'dir.
ama yine de
'hep baklava-hep baklava' olur mu?
-için dışın yeşil fıstık ve hamurla- nereye kadar? !
Anladım hayatı
ucuz oyunları
safsataları
yıkamacıları
yağlamacıları...
Her sabah
günün duasını etmek için
hep 2. çayının bitmesini bekliyordu ama
en sonunda anladı ki;
onu bağlayan çay sayısı değil,
sadece saatti! zamandı! ..
Tip tip TV kanallarımız var.
Haber programları yapıyorlar.
Kimi gerçekten güzel formatta;
adam gibi gerçekçi haberler yayınlıyor.
İnsanları kandırmıyor,
Ben şairim demeyi şiirleriyle gösteriyor..Okuyucunun önüne serdikleri 'evrensel gerçekleri [miz]..okudukça
unuttuğumuz isyanları yeniden hatırlıyoruz..Gerçeği
sofraya koyup yüzleşme gücün varsa al ne kadar lazımsa diyor. Sesi ilginç metalik bir ses gibi geliyor kulağa..Doğal desek sahte to ...