Ohooooooo!
Biz diyoruz yol alalım alabildiğine
arkamıza bakyalım, yavaşlatır bizi;
yürüdükçe
öbek öbek, tepe tepe engellere takılıyor ayaklarımız hala!
Efendim? !
Bayramım mı?
Kutlu mu olsun?
Ha! Pardon!
Bugünün tarihini tamamen unutmuşum da
Şu orta halli
yandan yemiş
hayata ucu ucuna tutunmaya çalışan halimizle
biz bile
bayram-seyran bilumum özel günlerde
saatbaşı yaptığımız akraba ziyaretlerinde
Bazen öyle, bazen böyle...
bazen evliya, bazen şeytan...
kara, beyaz bazen
buz gibi soğuk, ılık mı ılık yerine göre
veya keyfime göre;
hepsi güzel! ..
Bazı filmlere kör-kütük dal
aptal aşıklar gibi
ya da sürüngen et meraklıları gibi
bir anda ağzından akan salyalarla...
hiçbir şey görmesin gözlerin...
Öyle bir egodan kabarmış ki bizim ayılarımız;
işlerini ayılığa vermeyip,
hatır-gönül raconunu bırakıp,
prosüdürüne göre yapan ağası kalmamış!
ve bu yüzden bir çok kurumumuz
ayılar-ağalar cenneti olmuş.
Adiliyetini yitirmiş kurum değil,
adiliyetini yitirmiş yöneticidir
balığı baştan kokutan.
Zavallı uzuvlarsa birbir
çürürken bünyeleri
Bakire bırakmayı,
öylece salıvermeyi severim şiirlerimi genelde;
ama herzaman hatasız kul çıkmıyor kalem'den,
şair dostlar görünce -kızın- genelindeki arızaları
bildiriveriyorlar Allah razı olsun.
Siz önce bu kanı,
ruhları emilmiş vatandaşa
sağa sola saparken caddelerde
sinyal vermeyi öğretin de;
sonra
ülke çapındaki yolsuzluğun,
Zayıf
hani şu yeni yetme
besinsiz kalmış bir deri bir kemik
son moda mankenlerinki gibi
çelimsiz ama ince bacaklar
pek cezbeder bazı gafilleri ama
Ben şairim demeyi şiirleriyle gösteriyor..Okuyucunun önüne serdikleri 'evrensel gerçekleri [miz]..okudukça
unuttuğumuz isyanları yeniden hatırlıyoruz..Gerçeği
sofraya koyup yüzleşme gücün varsa al ne kadar lazımsa diyor. Sesi ilginç metalik bir ses gibi geliyor kulağa..Doğal desek sahte to ...