Firari bakışlarla çevrelenmiş,
Bu sinsi yalnızlığa hükmeden,
Bir ihtilalin habercisi gibi gözlerin...
Adına aşk denilen; o devrimin müjdecisi...
Arala tüm çıkmazları,
Tutsak tuttuğun, özgürlüğünü salıver...
Seni her düşündüğümde;
Bir merhaba inse gökten,
Bir selam,
Bir öpüş,
Bir sıcak dokunuş,
Birleşiverse ;
Kelimelere güvenme çocuk;
Artan-eksilen bir kaç harfle "özlemek"
"Ölmek" oluverir...
"Aşk", "B'aşk'a"...
Mesafelere inanma çocuk;
Ey "Aşk" sen mi geldin???
(Hoş buldum ben geldimmm.)
Hani uğramak yoktu yalnız diyarlarıma??
Öyle sözleşmiştik.
Kırmızıyı kanatmama sözüydü bu...
(Aşk kokusu vardı sizin oralarda,
Sen orada kal;
Kara mıknatısın tüm gücünü;
Kanayan yüreğimden almışsa da
Kızıl civa ağırlığındaki son sözlere,
Kabil'in Babil'e olan kıskançlığı,
Adem ile Hava'nın yasak elması d-illendi.
İblis kılığına bürünen düşman,
Zaman içerisine var olan kötülükleri ile gizlenmiş olsa bile,
Tüm çıplaklığıyla;
Gizem zaman içinde,
Uzayıp giden düşlerim,
düş yollara
gel artık!
Sonsuzluk pençesince kıstırılmış ama,
akıp giden gülümseyiş,
gül artık!
ben şiir sevmem,
ilhamınız bol olsun"
temennisinde
ateşin döngüsü şiir suyunu içtim...
mısraların alevi, anksiyete ile söndurülmüştü.
Yas günüm…
2015 Eylül’ünün 11’ i, Cuma günü sabahı:
Az önce annemle telefonda görüştüm.
Gözlerim kan çanağı
Bağlıdır insan;
Kaderine,
Hayallerine…
Bağlanır insan;
Zamana,
Yenik düşmeye…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!