Kara göze, gönül verdim
Kirpik kaşın, ben olayım
Mahzenimi, sele verdim
Sele damla, ben olayım
Dile düştüm, dile düştüm
En çok beyaz yakalı kara önlüğü sevmiştim
Boynuma taktığımda huzur bulduğum, medeniyet bildiğimiz
Hele, göğüs cebimdeki beyaz mendil
Öğretmenimiz, ellerimizin altına koyup, tırnak temizliğine baktığı
Beyaz oluşları
Asil duruşları
Duydun mu.
İki koltuğumun arasın da
Kaç dostun derdiyle dertlendiğimi
Duydun mu.
Kaç namert sürüsüyle
Vatan demiştik. !
Meğer bunlar vatana tutunanlarmış
Sonra baktık ki, "nankör" kuzu moduna girmişler.
Kulaklar sağır tahammülsüzlük içinde
Bana değmeyen yılan bin yaşasın,
Kim yandıysa o ağlasın diyorlar..
Her yeni bir güne başka ağlıyorduk
Güneşi kendi ellerimizle sıvamıştık gök kubbeye,
Gök meclisi göç edince, gölgelere
Kabuk bağlar dediler, yaralarımız
Doyuyorduk bu sözlere, özlem duyarak,
Mavi yüzlerden dökülen pembe sözcüklere,
Yine kapanır demir sürgülü kapılar.
Sıra sıra dizilmiş ranzalar ve ben
Hasret kokan üç beş türkü dilinden
Bir nefeslik hayallerin kollarında
Sana gelmek vardı ...
bir elimde, kibrit
bir elimde, şamdan
çekip,gitmek vardı. bu yalan dünyadan.
var say ki, bir yeldim,
esip geçtim yüreğin den
sen’den önce,
bazen dertlenir.
bazı zaman ağlardım
öyle hesapsız güldüğümde, pek olmazdı.
bir parça kirli hasır yeterdi.
başımı yere koyunca.öylece uyur kalırdım.
Hatırlarmısın kaç mevsim oldu bu gönülden gideli
Ağıtlar yakmıştım sana,gözlerden uzak
Güvercin kanatlarında gönderdim,soranlara
Kimi gün oldu
Kalemlerimizi aldılar elimizden
Kimi gün oldu kitaplarımızı aldılar
şu yalan dünyada,
çocukluktan kalan hayellerimdi.
beni, hayata bağlayan
iki kaş,
iki göz aralığı kadar yakınıma süzülürdü,
göz yaşlarım.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!